Kendimizi kaybetmişiz
Mübarek Ramazan ayının içindeyiz.
Herkes gücü yettikçe oruç tutuyor,
Herkes elinden geldikçe yardımda bulunuyor.
Fakirin halini en iyi tasvir eden ramazan ayı
İşbirliği, hoşgörü ve yardımla devam ediyor.
*****
Hiç Soma’yı düşüneniz oldu mu?
Hani şu 301 madencinin şehit olduğu kaza yeri,
Unutmayacağız diye söylemlerde bulunanlar,
Soma’yı dillerine almaz oldular.
*****
Aslında burada Soma bir simge,
Bir yıl sonra görkemli bir program yaparlar,
Daha sonra madende birkaç mum yakarlar,
Aileler ile mezar başında fotograflar çekilir,
Daha sonra daha dönüş yolunda unutulur.
Anlayacağınız ateş düştüğü yeri yakar.
*****
Kömür ne kadar karaysa,
Yüreklerimiz de o kadar kararmamış mı?
Hangimizin düşüncesi, yüreği veya kalbi
O işçinin giydiği o çizme kadar temiz.
Acıyı sadece günlük yaşayan bizler,
Hangi o yetimin ufacık gözyaşına bakabiliyoruz.
Soma için neler yapabiliyoruz?
*****
Ya kömür karasının bile yanında berrak kaldığı o “yüz karası” yürekler?
“Onlar o partinin peşinden koştu, ölüm onlara müstahaktır” diyen o kapkara zihniyetler...
“Onlar şehit değil… Ne şehit ne gazi, … gitti Niyazi!” denen o kapkara yürekler…
“Yüzde 44’e oy verenlere Allah evlat acısı yaşatsın.” diyen o kararmış kalpler…
Bu söylemler ve bunu söyleyen insancıklar, böylesi bir ortamda neyle izah edilebilir?
Onlarda ramazan vicdanı bile ne gezer ki!
*****
Yine bir ramazan yaşıyoruz işte
Sadece kendi içimize kapanık ve sessiz.
Etrafı ve kimseyi görecek gözümüz yok,
Hatta bizde o gözü bile bırakmadılar.
Kendimizi kaybetmeye başlamışız işte
Soma’dan , şehitten ve gaziden haberimiz yok işte….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.