İstanbul tercihini yaptı
Aslında en baştan başlamak gerekirse, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi tekrarlanmamalıydı. Çünkü Türk halkı 73 yıllık çok partili dönemde büyük olgunlukla demokratik tercihlerini yapmıştı. Bu tercihlere saygı duymak ve kabullenmek demokrasinin gereği idi. Yüksek Seçim Kurulu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin tekrarlanması kararı, Türk halkında olduğu gibi, dünya genelinde de olumlu bir karşılık bulmamıştı.
Ancak 23 Haziran’da yapılan İstanbul Büyükşehir Belediyesi yenileme seçimlerinin gayri resmi sonuçlarına göre Millet İttifakı adayı Ekrem Yıldırım İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı oldu.
31 Mart yerel seçim sonuçlarının herkesi şaşırtan seçim sonuçlarına millet daha yeni yeni alışırken şimdi de İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı da muhalefet kazanmış oldu. Böylelikle iktidar üç büyük şehri kazanamadı.
Özellikle 31 Mart seçimlerinin ardından yenilenmesine YSK tarafından karar verilen İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçiminde iktidar tarafından hayata geçirilen yanlış propaganda bu seçimin kaybedilmesine sebep olmuştur.
Bin dereden su getirerek başarılıyız demek biraz abesle iştigaldir. Aslında muhalefetin aldığı bu oy kendi oyu değil yanlış seçim propagandası uygulayan iktidarın kazandırdığı oydur. Bu sonucu yaratan iktidar partisinin kendisine olan güveninin taban yaptığıdır.
Çünkü iktidar partisi 31 Mart yerel seçim sonuçlarını tam olarak değerlendirememiştir. İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimlerine itiraz ederek yeni bir mazlum yaratmıştır. İstanbul da ilçe belediyelerinden çoğunluğunu alan iktidar partisi, insanların verdiği mesajı net bir şekilde okuyamamıştır.
Artık iktidar partisi gerçekle yüzleşmek ve seçim sonuçlarını kendisine ders çıkartacak nitelikte değerlendirmesi gerekir. Evet, gerçeklerle yüzleşmeliyiz, yüzleşebilmeliyiz. Kendine inanan ve özgüvenli her İnsan bunu başarabilir. Gerçeklerle yüzleşmek insanı korkutmamalı, bilakis cesaretlendirmeli.
Korkularımız, gerçeklerin var olduğu olgusunu inkara yöneltse de var olan gerçeğin üstünü örtmeye yetmez. “Güneş balçık ile sıvanmaz.” Ancak gerçeklerle yüzleşerek doğru yolu buluruz. Bunun için bir bedel ödenmesi gerekiyorsa bu bedel, gelecek günlerin selameti açısından ödenmelidir.
Herkes karşısındakinin gözünde çöp ararken, kendi gözündeki merteği görmüyor, görmek istemiyor. Herkes ısrarla karşısındakinin değişmesini istiyor. Ötekileri terbiye etmeye çalışıyor. Asıl yanlış da zaten burada. İktidar seçim sonuçlarını önüne alarak yeniden fabrika ayarlarına dönmelidir. Hem de en kısa zamanda.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.