Ey Konya! Kuzeyine sahip çık!
Sevgili okurlar. Bu hafta Konya’nın Kulu ilçesinden bildiklerim ve duyduklarım nispetince ve gazetedeki köşemde bana ayrılan yer kadar yazacağım. Umarım sizler de vaktiniz nispetince okursunuz. Baştan söyleyeyim; “Bunlar Kulu’yu ve Kululuları ilgilendirir, beni ilgilendirmez” diye düşünürseniz yanılırsınız.
Kulu’da belediye başkanlığı makamına Murat Ünver’in gelmesiyle birlikte ilçede bir hareketlilik yaşanmaya başladı. İlçede bir takım yatırımlar, projeler ve sosyal sorumluluk adına güzel işler yapılıyor. Mesela vatandaş-belediye işbirliği ile evi yanan belediye personeline ev yapılması, patates üreticilerine destek olunması amacıyla belediye eliyle ilçeye patates getirilmesi ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması gerçekten değerli ve önemli hizmetler. Murat Başkanı can-ı gönülden kutluyorum. Başkanın bu çalışmalarını gördükçe umutlanıyorum Kulu için. Ama bir yandan da tedirginim…
İlçeden aldığım duyuma göre, Kulu’da sık sık su kesintisi yapılıyormuş. Altyapı çalışmalarından dolayı olsa gerek. Ama 21. yüzyılda Anadolu’nun bağrında, illeri birbirine bağlayan, yerlisinin çoğunun başta İsveç olmak üzere Avrupa’da yaşadığı bir ilçedeki evlerde su kesintilerinin olması olumsuz bir durum. İnsanlar evlerinde bidonları, kovaları su kesintisine karşı sürekli dolu tutuyormuş. Çalışma yapılmasın mı? Yapılsın ama hızlı bir şekilde yapılsın ve bir an evvel çözüme kavuşsun, eksiklik giderilsin.
Kulu’nun toprağı kıraçtır. Ezelden beri bu böyle. Suyun yetersiz olmasından dolayı ilçenin yerli ürünü yok. Meyve, sebze dışarıdan geliyor. Dolayısıyla uzun yıllardır ilçedeki meyve, sebze fiyatları ile Konya’nın merkez ilçeleri arasındaki etiketler farklı. Bizde ve Konya’daki bazı gazetelerde ‘tarımsal sulamada kullanılmak üzere Konya’ya dış havzalardan su getirilmeli’ diye yazılıp, çiziliyor. Ama bakın tekrar yazıyorum evlerde su sorunu var, geçtim tarlayı, tablayı. Bunun nihayete ermesi lazım. Çünkü bu gelecek açısından tehlikeli. Niye tehlikeli?
Bizim için hiçbir şey vatandan önemli değildir. Kulu’da sayıları azımsanmayacak kadar HDP’li var. Sayıları da artıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’dan Kulu Belediyesi personellerine kadar sesleniyorum; Kendi iç dinamikleriniz içerisinde zihin jimnastiğinizi bir an evvel yapın ve ilçeye elle tutulur, gözle görülür, “Şöyle bir yatırım yapıldı da Kulu’nun adı öne çıktı” dedirtecek bir iş yapın. İstihdam yaratın, turizm merkezi oluşturun. Gerekirse son kuruşunuza kadar harcayın. Yoksa bu HDP’liler seçmenin aklına girip, “Yıllardır ekonominizi sömürüp, tarlanıza, evinize su bile vermiyorlar. Kaldırın başınızı” derler. Öyle işler yapın ki eksiklikler, aksaklıklar üzerinden propaganda yapmasınlar.
HDP yarın kapatılsa ne değişir? Bundan 10 sene sonra herhangi bir partiden veya bağımsız Kürtçü, bölücü biri Kulu’da belediye başkanı olursa vebali kimindir? Bu Konya’ya leke düşürmez mi? Onlar Kulu’nun ara sokaklarını birkaç senedir lekeliyorlar bile. Sağa sola ‘bilmem ne kürdistan’ yazıyorlar, düğünlerde ‘apo mapo, peşmerge’ diye bağırıp, çağırıyorlar. Kimse “Öyle şeyler olmuyor, Kulu’yu karalıyorsunuz” falan demesin. Kimse bu ilçeyi görmezden gelemez. Bence şu durumda en fazla üzerinde durulması gereken ilçe Kulu’dur, Konya’yı yönetenler için bu ilçenin meselesi memleket meselesidir.
Çok tedirginim bu ilçenin geleceği için. Bahsettiğim hadise gerçekleşir de öyle bir belediye başkanı gelirse; Kulu’da yaşamış, gelmiş geçmiş tüm Türkmenlerin, Nogayların, Tatarların elleri yakamızdadır. Ben bir Türk gazeteci olarak üzerime düşeni yaptım, duygu ve düşüncelerimi kağıda döktüm. Elimden gelen budur. Sizlerin de gözünüz, diliniz, dudağınız şahittir an itibarı ile…
Ay yıldızın gölgesi üstümüzden eksilmesin. Kalın sağlıcakla…