Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz haftalarda Engelliler Haftası dolayısıyla bir yazı kaleme almış ve engellilerin saygı istediğinden bahsetmiştim. Geçtiğimiz 5 Haziran’da da anlamlı bir gün vardı. 5 Haziran Dünya Çevre Günü idi. Şimdi bakalım çevreciler ne istiyor…

Bir kere öncelikle çevre konusuna kesinlikle siyaset üstü bakılmalı. Bu böyle bir konu. Yapılacak yorumlar, atılacak adımlar ranttan uzak, kimsenin siyasi anlamda güdümüne girilmeden atılmalı. Neden? Çünkü çevre hepimizin. Beyaz adam artık paranın yenilemeyen bir şey olduğunu anlasın, idrak etsin. Bunu anlamak zor değil. Her şey gözümüzün önünde oluyor. Ne oluyor? Hava, toprak, su kirleniyor. İnsanlık yıllardır küresel ısınmanın getirdiği sorunlarla yüzleşirken şimdilerde ölümcül hastalıklarla da uğraşıyor. Kuraklığın neticesinde dünya çapında gıda krizinden söz ediliyor. Ciddi felaketlerle karşı karşıyayız insanlık olarak.

Yaşanacak başka bir kara parçası bulunabilir belki ama başka bir dünya var mı? Yok. Dünya bize emanet mi? Emanet. Emanete hıyanet var mı sizin kitabınızda? Sorsak yok. Dolayısıyla her birimiz birer çevre gönüllüsü olmalıyız. Ancak bunu yapabilmemiz için bakınız ısrarla söylüyorum bireysel menfaatlerimizden uzaklaşmamız lazım. Herkesi düşünmemiz gerekiyor. Doğmamış çocukları bile…
Duyarlı olalım. Bakın seçimler de yaklaşıyor. Çevre, oy verirken kriterlerimizden biri olsun. Yaşanabilir bir dünya talep edelim. Ne gibi talepler mesela? Doğanın dengesini bozacak her türlü ama her türlü faaliyetten uzak durulsun gibi. Veya ağaçlandırmaya daha da fazla önem verilsin gibi. Ya da okullarda çevrenin önemine daha fazla önem verilsin vesaire…

Ne istiyor çevreciler? Daha yaşanabilir bir dünya. Bununla kimsenin bir sıkıntısının olmaması lazım. Vicdanı olan herkes birer çevreci olmalı. Dünyamıza karşı sorumluluğumuzu bilelim. Çünkü bu hem kendi sağlığımız hem gelecek nesillerin yaşamı hem de dünyanın geleceği için çok önemli…