Anadolu Futbolu Mantalitesi
Konyalının en büyük tutkularından biri Konyaspor’dur. Yeni sezon Konyaspor’un 100. yılı. Bazı taraftarların beklentileri var. Konyaspor taraftarları hayaller kuruyor. Geçtiğimiz gün gerçekleştirilen seçimli genel kurulda Konyaspor’un yeni başkanı Fatih Özgökçen oldu. Tek liste ile gidilen seçimde başkan seçilen Fatih Özgökçen, “Konyaspor’u taraftarıyla bütünleştiği, bir ve beraber olduğu, başarıdan başarıya koştuğu, sürdürülebilir başarıyı yakalayan bir takım haline getirmek zorundayız. Güçlü bir yönetim kadrosuyla, çok sevdiğimiz Konyaspor’a hizmet etmek için yola çıkıyoruz. Bu amaçla Konyaspor’umuz artık Süper Lig’de düşme korkusu yaşamadan Anadolu’nun en büyük kulüplerinden biri olmanın verdiği özgüvenle mücadele etmeli. Sportif başarıların temeli atacak olan kurumsal yapı, transfer ve altyapı politikalarında titiz çalışmalar yapmalıdır. Konyaspor’umuzu kendi futbolcularını altyapısından çıkaran, Türk ve dünya futboluna kazandıran bir merkez haline de getirmek zorundayız” dedi. Sayın Fatih Özgökçen ve yönetimi şehrimiz ve Konyaspor için hayırlı olsun. Allah mahcup etmesin inşallah.
Şimdi, maksadım Konyaspor’u eleştirmek, yerden yere vurmak değil. Bu böyle biline. Ben her zaman Konyaspor daha iyi yerlerde olsun istiyorum. Niyetimiz halis. Ben, Sayın Başkan’ın açıklamalarında Anadolu takımı mantalitesi sezdim. Nitekim yukarıdaki açıklamayı da durduk yere yazmadım. Şimdi Anadolu takımı mantalitesi nedir, ondan biraz bahsedeyim. Anadolu takımlarının çoğunda Allah’ın emriymiş gibi 4-2-3-1 taktiği uygulanır ve kadro yapısı şu şekildedir; Stoperden bozma yerli sağ bek, iki siyahi uzun boylu ve fizikli stoper, bir tane de sürekli bindirme yapan ama orta yapamayan sol bek. Stoperden bozma defansif orta saha, bir tane ayağı iyi olduğu varsayılan yabancı orta saha. Sağ bekten bozma sağ ön oyuncusu, savunmacı sol ön oyuncusu, yarı yetenekli 10 numara mevki oyuncusu ve iri kıyım, topu tutan, sırtı dönük, düşük kondisyonlu forvet. ‘Bu takım nasıl gol atacak’ diye düşünmek yoktur Anadolu takımı mantalitesinde. “Çıksın böyle oynasın zaten hedefimiz şampiyonluk değil. Bu takımın sezon sonunda gelip gelebileceği takım belli. Ama küme de düşmeyelim” düşüncesi hakimdir. Türk yöneticilerin ve hocaların vizyonunu geliştirmesi lazım. Yukarıda bahsettiğim oyun sisteminin dışına çıkabilenler fark yaratıyor. Örneğin Sumudica.
Taraftar hayal kuruyor, “Şampiyon olacağız, şampiyonluğa oynayacağız” diye. Yöneticiler, hocalar, futbolcular, “Ya nasıl olacak, kulübün gelirleri belli. Böyle bir tabloda şampiyonluğa oynayamayız, 90 dakika oynayalım, skor ne olursa olsun. Kombine, forma alan yok. O yok, bu yok, şu imkanımız yok, yok da yok” düşüncesinde. Anadolu’nun hemen hemen her takımı böyle. Ama kameralar, mikrofonlar bir an kendilerine dönünce, “Filancaspor çok büyük bir camia. Taraftarlarımız çok daha fazlasını hak ediyor. Başarısızlığımız için özür diliyoruz” falan.
‘Anadolu takımı şampiyon olamaz’ düşüncesinden sıyrılmak lazım. Trabzonspor bu ligde şampiyon olmadı mı? Hem de defalarca. Tarih yazdılar. Diyeceksiniz ki, “O eskidendi. Futbol endüstri haline geldi” falan. 2010’da Bursaspor şampiyon olduğunda futbol endüstri değil miydi? Kimler vardı kadrolarında, çok mu kalitelilerdi, yıldızlar topluluğu muydu?
Neyse, bu konu çok uzar. Bana ayrılan köşenin sonuna geldim. Bir başka zaman futbol mevzusuna yeniden değinir, kaldığımız yerden muhabbete devam ederiz. Söyleyecek, söylenecek çok şey var. Umarım yeni yönetim, Konya’mızın markası olan, tutkumuz olan Konyaspor’umuzu başarıdan başarıya taşır. Konya’mızın bayrağını en yukarıda görmek ümidiyle…