Erhan Dargeçit

Erhan Dargeçit

Referandum bir muamma

Referandum bir muamma

Referandum tartışmalarını takip ediyorum. İnanın bir anlam vermekte zorlanıyorum. Yani kim, neyi, neden destekliyor, hiçbir malumatım yok. Yani aslında daha garibi “evet” demesi gerekenler “hayır”; “hayır” demesi gerekenler “evet” derken görüyoruz.

En başından başlayalım. Yasa değişikliği teklifine baktığımız zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın normalde “hayır” demesi lazımken; imzalıyor. Neden hayır demesi lazım? Çünkü öncelikle şu anda zaten cumhurbaşkanı ve hiçbir cezai sorumluluğu yok; vatana ihanet dışında… Ama yeni yasada cumhurbaşkanını, cumhurbaşkanlığı süresi bitmiş olsa da herhangi bir suçtan yargılama hakkı var. Yani hiçbir sorumluluğu yokken şimdi sorumluluk bindiriliyor ve buna Cumhurbaşkanı “evet” diyor.

Öteki taraftan, neredeyse tüm muhalefetin ortak serzenişi “ülke bölünecek” konusu... PKK da ülkenin bölünecek olmasına(!) “hayır” diyor. Biz biliyoruz ki, PKK Türkiye’yi bölerek ülkenin doğusunda bağımsız bir Kürdistan Devleti kurmak istiyor. O zaman madem bu yeni Anayasa ülkeyi bölecekse, PKK buna neden karşı?

Gelelim CHP cephesine… CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığıyla birlikte içindeki ulusalcıları temizlemeye çalışmış ve Atatürkçü politikalarını, sosyal demokrasiye kaydırmaya devam etmektedir. Yani Atatürkçü CHP,  sosyal demokrat CHP’ye dönüşmektedir. CHP’nin tüzüklerinden birinde sosyal demokrasiyi tarif ederken “demokratik liberalizm” ifadesi kullanılır. Bunun teorik tartışmasına girmeyeceğim ama sonuçta liberalizme daha yakın bir anayasa teklifini CHP’nin desteklememesinin amacı nedir? Bunun dışında ilginçtir ki; her yönüyle doğru bulmadığı anayasa teklifini, dün yaptığı açıklamaya göre Anayasa Mahkemesine götürmeyecek olan da CHP’dir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli teklifi desteklemekteki amacını “Türklüğün bekası, Türkiye’nin bekası için, evet” olarak gösteriyor. Yasa tekliflerinde Türklükle ilgili Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasıyla ilgili ne gibi bir değişiklik var diye düşünürken; MHP’nin bu referandum sürecini neden bir var oluş ya da yok oluş gibi algıladığına anlam vermekte zorlanıyorum. Bu süreç iki partili bir süreci getiriyor gibi gözükürken, Türkiye’de de bu iki partinin sağ cenah adına AK Parti; sol cenah adına CHP gözüyor olması ve MHP’nin bu iki parti arasında yer bulmasının zor olmasına rağmen MHP’nin neden “evet” dediğini anlamak da zor.

AK Parti’nin bu anayasa teklifi ile öne sürdüğü tez “memleketin yararına” olacağı. Bunun karşılığında, hayırcılar: “Hayır, bu durum ülkeyi daha kötü duruma götürür. Ülke bölünür, ülkenin ekonomisi bozulur, ülke diktatörlüğe gider” diyorlar. Bu “hayırcı cephenin” içerisinde PKK olduğu kadar, FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütleri de var. Bu terör örgütleri de ülkenin yararına olmayacağı(!) için bu anayasa değişikliğinde “hayır” oyu kullanacaklar. Yani bu terör örgütleri anlaşılan ülkemizi düşünen(!) terör örgütleri olsa gerek.

Libya’da, Mısır’da, Irak’ta ve Suriye’de demokrasi havariliğine soyunan ABD ve AB ülkeleri buradaki müdahalelerde hep aynı doneleri kullandılar. Yani “demokrasi yok” ve “diktatör”. Ve şimdi “bu anayasa çıkarsa demokrasiye aykırı olacağını ve cumhurbaşkanının tek adam durumuna geleceğini” ifade ediyorlar. İşte o zaman istedikleri “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı koltuğundan etme” şansına sahip olacaklarken; ABD ve AB ülkeleri de “hayır” diyor.

Yani kimin, neden evet veya hayır diyeceği konusu tam bir muamma. İşin içinden nasıl çıkarsınız bilemem. Ama işin içinden çıkan olursa bir zahmet bana da anlatsın. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erhan Dargeçit Arşivi