Bundan sonra 31 Mart’a kadar siyaset gündemi en yoğun gündem olacaktır. Hatta bir ay kadar da Mart’tan sonra sürer bu siyaset sohbetleri, ondan sonra bir dört sene başka bir seçim olmayacağı için seçim konuları biraz ara bulacaktır.

Tabii siyaset yazdıkça da sürekli gelen eleştiriler: “Ak Parti’den başka, Cumhur İttifakından başka yazacak parti yok mu?”

Şimdi izninizle biraz gerçekçi olalım. Ocak 2024 itibariyle Türkiye’de 135 tane parti var. Bu partilerin çoğunun adını bile duymamışızdır. Ama bu adını bile duymadığımız partilerin genel başkanlarıyla konuşsanız; sanki yarın seçim olsa iktidar olacakmış gibi güvenleri vardır. Ama böyle bir güven var diye bu güveni gerçek gibi algılamak da işin doğasına aykırıdır.

Konya yereline geldiğimizde de Konya’da ister kabul edelim ister etmeyelim kahir ekseriyetle bir Cumhur İttifakı ve bilhassa Ak Parti ağırlığı olduğunu da görmek lazımdır. Zaten diğer birçok parti de “görev savmak” adına aday çıkarmaktadır. Yani adayların kendisi bile kazanacağını düşünmemektedir.

Konya Merkez’de mevcut belediye başkanlarından bir tanesi değişmiş olsaydı belki karşısına zorlayan bir rakip çıkabilirdi. Ama hiç kimse kusura bakmasın mevcut 4 tane belediye başkanının seçimi alacağı konusunda hiçbir karşı fikir gözükmüyor. Dolayısıyla birinci planda Konya’daki haber konusu, doğal olarak, kazanacak belediye başkanları oluyor.

Şimdi burada hemen bazıları “seçimin kazananına sen mi karar veriyorsun” diye sormuşlardır muhakkak. Yazının buraya kadar olan kısmı ilk kısımdı. Şimdi gelelim ikinci kısma…

Belediye Başkan adaylarından gelen haberler genel de “falanca yeri ziyaret etti, filancanın elini sıktı, bilmem kimle çay içti” minvalinde haberler olduğu için daha çok gazetelerin magazin birimini ilgilendiriyor.

Mesela Karatay’da belediyecilik anlamında mevcut Belediye Başkanı Hasan Kılca’nın yaptıklarından daha farklı ne yapacaksın? Nasıl bir proje sunacaksın? Veya Selçuklu’da Meram’da Büyükşehir anlamında projen nedir? Bu konuda adaylardan bir açıklama duydunuz mu? Böyle açıklamalar geliyor olsa da basın yer vermiyor olsa yine bu serzenişleri anlayabilirim. Ama maalesef Konya’da “diğer adaylar” diye bir şey yok. “Bizim adayımız var” diyebilmek için çıkan adaylar var sadece.

Bu arada şunu da açıkça belirteyim; Konya’nın 31 ilçesinde -birkaç tane ilçe haricinde- sonuçlar üç aşağı beş yukarı belli.

Mesela bakın şöyle bir matematik yapalım. Akşehir’i ele alalım. Akşehir’in mevcut belediye başkanı Salih Akkaya bu dönem aday değil. Dolayısıyla burada şartlar diğer adaylarla hemen hemen eşit durumda. Yani Ak Parti’nin dışında çıkacak adaylardan birinin kazanması da olası bir durumdur. Ama tabii ki bu durumun da kendine göre bir matematiği vardır.

Bir önceki seçimde Akşehir’de seçimler Ak Parti, İyi Parti ve CHP arasında geçmiştir. Ak Parti yüzde 49,5 civarında, İyi Parti yüzde 42 civarında CHP’de yüzde 7,5 civarında oy almışlardır. İkisi de muhalefet partisi olan İyi Parti ile CHP’nin birbirlerini “baltalamaları” sonucu Ak Parti adayı olan Salih Akkaya ikinci kez seçimi çok rahat almıştır. Bu seçimde Salih Akkaya mevcut belediye başkanı olmanın avantajlarını da kullanabilmiştir.

Şimdi gelinen aşamada Salih Akkaya iki dönem belediye başkanlığı yaptıktan sonra yeni bir aday Yusuf Kahraman Ak Parti tarafından gösterilmiştir. Dolayısıyla seçmen oy verirken yeni bir adaya oy verecektir. Bunun dışında İyi Parti Akşehir için çok iyi bir aday göstermiştir. İsmail Afşar İyi Parti’nin adayıdır. Aynı şekilde CHP de Nuri Köksal’ı belediye başkanlığına aday olarak göstermiştir. Nuri Köksal Akşehir’de sevilen bir doktordur. Aynı zamanda 1999-2004 yılları arasında da Akşehir Belediye Başkanlığı yapmıştır. Ve Akşehir’den öğrendiğimize göre Nuri Köksal’ın şu anda Akşehir’de iyi bir rüzgarı vardır. Ancak İsmail Afşar da Akşehir’de sevilen, milliyetçi taban tarafından da oldukça desteklenen bir isim olduğunu unutmayalım.

Şimdi Cumhur İttifakı yüzde 40’larda bir oya sahip (son seçimde aldığı yüzde 49,5). Varsayalım İyi Parti ile CHP’nin de oyu yüzde 60’larda olsun (Son seçimde ikisinin toplamı yüzde 49,5). Ve şimdi muhalefetteki iki adayın da güçlü olduğu seçimde, bu yüzde 60 var saydığımız oyu hemen hemen eşit aldıklarını düşünürsek seçimi kim kazanır sizce?

Aslında şunu görmek lazım. İyi Parti ile CHP’nin birbiriyle ideolojik manada nasıl bir birlikteliği olabilir? İdeolojik manada hiçbir birliktelik olmaz. Ama ideolojileri bir kenara bırakıp “düşmanımın düşmanı dostumdur” diye hareket ederseniz o zaman kısa vadede sanki kazanmış gibi düşünseniz de uzun vadede kaybeden olursunuz.

Aslında işte muhalefetteki belki de en büyük eksik budur. Ve halk da neyi savunduğunu anlamadığı ve nasıl bir ideolojiye sahip olduğunu seçemediği partilere teveccüh göstermemektedir. Sonuçta Ak Parti’yi istemese de matematiksel olarak Ak Parti seçimleri kazanabilmektedir.

İşte siyasetin sosyolojisini inceleyip değerlendirmezseniz olduğunuz yerde sayar, “patinaj” yapar durursunuz.

Dostlukla kalın.