Merak etmeyin!
Neler yaşanıyor olsa da, her şey kötüye gidiyor gözükse de bilin ki Türkiye iyi yoldadır. Yolların aydınlığa çıkması hikayesi aslında budur. Yani kısaca belki de “her karanlık tünelin sonunda bir aydınlığa ulaşılır” demek en doğrusudur.
Bu yaşanılanlardan aslında öğrenilen de birçok şey var. Mesela Türkiye Cumhuriyeti açısından “laiklik” ilkesinin ne kadar önemli olduğu sanırım şimdilerde daha fazla önem arz etmektedir.
Laik olmayan ülkelere baktığımızda her bir karesinde kavga, kan, gözyaşı ve savaş vardır. Ancak laiklik Türk Milleti’ni bir arada tutmakta ve herhangi bir grubun, mezhebin, tarikatın veya dini odaklı cemaatlerin üstünlüğü söz konusu olamayacağından Devlet içerisinde bir “üstünlük taslama” savaşı yaşanmamaktadır.
Tabii ki Avrupa’daki laik olmayan ülkeler burada örnek gösterilemezler çünkü Avrupa bizim geçtiğimiz aşamalardan onlarca belki yüzlerce yıl önce geçmiş bulunmaktadır.
18. Yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da yaşanan feodal saray baskısı ve de yıkılmaz sanılan ve egemenlik hakkını tanrıdan aldığını iddia eden Roma Katolik Kilisesi ve Krallığın yıkılması 1789 yılına dayanır. Yani Avrupa’nın demokratikleşmesine atılan adım diyebiliriz bu adıma…
İşte bizde bu adım her ne kadar 1923 devrimi ile yaratılmaya çalışılsa bile yeterli zaman ayrılamamış ve de 1945’ten sonra bilhassa 1923 devrimi zihniyeti askıya alınmıştır.
Ancak gelinen aşamada 1923 devriminin Türkiye Cumhuriyeti açısından önemi çok daha ortaya çıkmaktadır. Hani “bir musibet bin nasihatten iyidir” denilir ya; tam da öyle zamanları yaşıyoruz.
Bu zamanların sonunda gelinen nokta büyük ihtimalle Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkeleri olan maddelerin ne kadar önem arz ettiği görülecektir. Belki de bugün yaşanan sıkıntıların getireceği iyilik de bu olacaktır.
Bu gidişle İslam, din tüccarlarının elinden alınacak; ekonomi, üretime dayalı olacak; eğitim, millete uygun olacak; yani aslında kısacası her şey Türk Milletine uygun bir hale gelecek.
İşte bu atlatılan badirelerin sonucunda tünelin sonunda büyük bir Türkiye Cumhuriyeti modeli gözükmektedir.
Doğumların sancısız olmayacağı gibi, büyük devlet olmak da belirli badirelerle bedel ödemekle olabilecektir. Bedelsiz elde edilen her şey günü birinde ortadan kalkar. Ancak bedelini ödediğiniz şeyler ilelebet payidar kalır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.