Komplocu sahtekarları boş verin
Komplocu sahtekarları boş verin
Adamın biri çıkmış, İtalyanmış, doktormuş ve bir video yapmış. Bu video da herkesin mesaj kutusunda geziyor. Özetle, adam, “aşı maşı olmayın, sizi öldürecekler” diyor. Sonra anlaşılıyor ki, öyle bir video var ama ne o isimde bir adam var, ne o isimde bir doktor var, ne de söylediklerinin aslı astarı var.
Türkiye’de bilhassa son 15-20 yılda böyle bir komploculuk ortaya çıktı. Yani adam birbirine selam veriyor. Hemen komplocular atakta: “selam verdi ama neden selam verdi bilemezsin…” Halbuki kendinin de bir şey bildiği falan yok ama bu komploculuk insanlarda kendilerine bir kimlik bulma aracı olmaya başladı.
Komplonun tarifi kolaydır. Aslında her şeyin tarifi kolaydır bizler zorlaştırırız. Yani adam bir kelime söyler o kelimenin anlamının ne olduğunu bilmez kendine göre bir anlam yükler, “bu doğru anlamıdır” der. Kendisine inanan birkaç kişi bulunca da bunu “doğru” kabul etmeye başlar. Halbuki her kelimenin sözlükte, kabul edilen bir açıklaması vardır. Buna bakıp, kelimelerimizi de buna göre seçersek, cahillerin kelime uydurmalarına gerek kalmaz.
Bakın sözlükte “komplo” kelimesi için ne diyor: “Birine ya da bir kuruluşa karşı topluca alınan, o kimseyi ya da kuruluşu güç duruma sokacak gizli karar. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, iş”. Tarif bu kadar. Komplo teorisi dediğiniz zaman da açıklaması gayet basittir: “Birine, bir kuruluşa vb. komplo hazırlandığı konusunda varsayımsal düşünceler”.
Sosyal medya bu tür “komplo fabrikatörlerini” barındırmak için iyi bir yer olmuştur. Adam çıkıyor kamera önüne, bir konuda ayrı ayrı zamanlarda 10 tane fikir yürütüyor. Zaten o işin 10 çeşit olabilirliği var. Ve bu 10 tanesinden biri olunca adam “kahin” gibi “her şeyi biliyor” oluyor. Gülmemek imkansız…
Bu aklı evveller, pandemi sürecinin başlangıcının komplo teorilerinden başlıyor, aşının bulunmasının komplo teorilerine kadar hepsini öyle bir anlatıyorlar ki, adamlar gece çıkıp tüm dünyayı geziyorlar sanki. Yabancı dilin var mı? Yok. Eğitim ne? İlkokul, ortaokul. Ne iş yapıyorsun? İş arıyorum. Ama tüm dünyayı enikonu tanıyorsun…
Öyle komiklikleri öyle bir ciddiyetle yapıyor ki bu adamlar; inanın kendinizden şüphe ediyorsunuz zaman zaman.
Adam diyor ki: “Devlet Bahçeli konuşurken, sağ kaşının uç kısmını oynattı. O zaman Akdeniz’de petrol bulmaya ramak kaldı.” gibi abuk sabuk fikirleri bu adamlardan duymak, dinlemek ve okumak çok olası bir durum artık.
Adam ABD’deki seçimlere hakim olduğu gibi, oradaki derin devletin yapısını öyle anlatıyor ki, sanırsın FBI’da staj yapmış, CIA’da da ömrünü geçirmiş.
Türki Devletlerinde neler olduğunu bu adamlardan dinleyeceksiniz. Ulubatlı Hasan’ın muadiliyle Ermenistan topraklarına bayrak dikmeden önce neler konuştuğunu anlatabilsin. Hem de bunu hayatında Türkiye sınırları dışına çıkmadan yapmış olması da ayrı bir ilginçlik.
Yani kısacası, bunlar Kurtlar Vadisi dizisinden sonra kendilerine böyle bir kimlik bulmuş kişiler. Tarikatta aklını şeyhine satan adam, Devlet’e hizmetten ve hatta devletin derininden bahsediyor.
Bu türlere toplum içerisinde değer vermeyin. Boş verin, konuşup konuşup gitsinler. Bunlar toplumun asalaklarıdır. Ya sömürecekleri bir kurum ya da kuruluşu hasbelkader bulmuşlardır ya da işsiz güçsüz, avare takımındandırlar.
Bunların isimlerinin başında yok güvenlik uzmanı, yok araştırmacı, yok yazar, yok terör uzmanı gibi bir şeyler yazmasına da aldanmayın. Bunlardan ne uzman olur, ne de adam olur. Sizler kendi devletinize güvenin. Devlet “aşı olun” derse olun. Olmayın derse de “olmayın”. Bu kadar… Bırakın komplocular ne derse desin. Hatta deyin ki “bunun sonu kötü olursa devletim istiyor, devletim için gerekirse ölürüm” deyiverin.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.