Erhan Dargeçit

Erhan Dargeçit

Dostlar alışverişte görsün diye denetleme olmaz

Dostlar alışverişte görsün diye denetleme olmaz

Dostlar alışverişte görsün diye denetleme olmaz

Pandemi önlemleri doğrultusunda uygulanmasına karar verilen hafta sonu sokağa çıkma yasağı, geçtiğimiz hafta sonunda uygulanmaya başladı. 4 Aralık Cuma günü saat 21.00 itibariyle başlayan sokağa çıkma yasağı, bugün  saat 05.00 itibariyle sona erdi.

Bu süreçte birkaç kere köşemde yazmıştım, bir kez daha tekrar edeceğim: HANGİ KARARLARI ALIRSANIZ ALIN, NE KANUNLAR ÇIKARIRSANIZ ÇIKARIN, EĞER DENETLEMESİNİ YAPAMIYORSANIZ, BUNLARIN HİÇBİR HÜKMÜ MAALESEF OLMUYOR. Ve hafta sonunda da gördük ki, denetlemeler oldukça zayıf ve maalesef istenilen sonucu almakta zorlanacak gibi gözüküyoruz.

Bu doğrultuda cumartesi günü sokağa çıkma yasağı uygulaması dahilinde dışarıya çıkıp gazeteye gittim(basın mensuplarının görev başında oldukları için sokağa çıkma yasağından muaf olduklarını belirteyim). Gazeteye gidiş istikametimden bahsedeyim öncelikle. Bilenler bilir, bendeniz Sille’de oturuyorum. Ve evden çıktım, Sille caddesi üzerinden, Dedeman Oteli önüne kadar geldim. Oradan Sille kavşağından Rauf Denktaş caddesine doğru yöneldim. Oradaki alt geçitten geçerek, Nalçacı caddesine vardım. Nalçacı caddesini, Ulaşbaba caddesine doğru atlayarak, Numune hastanesinin önünden, Beşyol kavşağına geldim. Kavşağı da Sultan Veled caddesi doğrultusunda atladım ve o caddeden İsmet Paşa ilkokulu önüne doğru, gazetemize doğru ulaştım.

Bir müddet sonra yine Sultan Veled caddesi üzerinden, Beşyol kavşağına, oradan da Ulaşbaba caddesi üzerinden tekrar Rauf Denktaş caddesine üzerine geldim. Bu sefer Rauf Denktaş caddesinden, Kerkük caddesine döndüm.  Kerkük caddesinden Kule caddesi kesişimine gelip, Kule caddesine doğru döndüm. Kule caddesinde Rıdvan sokaktan tekrar Kerkük caddesine doğru çıktım. Bu sefer Kerkük caddesinin Kule caddesi ve Malas caddesiyle birleştiği yerden Malas caddesine yöneldim. Malas caddesinden Beyşehir Çevre Yolu caddesine döndüm ve Koyuncu Petrol’ün bulunduğu yerden tekrar “U” dönüp yine Beyşehir Çevre Yolu caddesinden Sille kavşağına, yani Dedeman Otel önüne gelip, oradan Sille caddesinden tekrar Sille’ye doğru yöneldim ve eve geldim. Özellikle bu gittiğim yolları ayrıntıyla veriyorum ki hem mesafeyi tahmin etmesi kolay olsun hem de bu gittiğim geldiğim yerlerin öyle kuytu yerler olmadığını da belirteyim istedim.

Ve bu “yolculuğum” sürecinde ne bir denetim noktası, ne bir kontrol görevlisi, ne de bir güvenlik görevlisi görmedim. Yani kimse bana “sen necisin, neden dışarıdasın” diye sormadı bile.

Ayrıca bakın İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü’nün valiliklere gönderdiği, Bakan Süleyman Soylu imzalı, “Sokağa çıkma kısıtlamaları” konulu dosyanın 1.maddesinin 2. bendinde: “Kısıtlamanın olduğu cumartesi ve pazar günleri market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçiler 10.00­17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek, vatandaşlarımız (65 yaş ve üzeri ile 20 yaş altında bulunanlar hariç) zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine en yakın market,  bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçilere gidip gelebilecektir.” Denilmektedir.

Dışarıya çıkanlar olduysa, sokağa çıkma yasağı gününe göre araçların çokluğunu da sanırım fark etmişlerdir. Ayrıca market önlerinin araç parklanmasından, yukarıdaki kararın uygulanmadığı ve de bu uygulamanın kontrol edilmediğini de görmek mümkündü.

Peki, sizce “vatandaş kurallara uysun” demekle bu kurallar uygulanacak mıdır? Cevabını vereyim: Vatandaşı kendi inisiyatifine bırakmak, 8 aydır bu sorunun çözülmesine katkı sağlamamıştır. Demek ki Devlet, koyduğu kuralların kontrolünü kendisi yapmalıdır.  Ve bu kontroller de öyle “baştan savma”, “dostlar alışverişte görsün” diye yapılamaz.

Burada derdimin çalışan veya çalışmayan kurumlarla ilgili bir kıyas olmadığını belirteyim. Ama burada önemli bir konu var: Pandemide farz edelim Konya’daki 1 milyon kişi kurallara uysa, her istenileni yapsa ve bu duruma riayet etse ama bunun yanı sıra 100 kişi uymasa tabiri caizse “çuvaldaki çürük bir meyvenin tüm çuvaldaki meyveyi çürüteceği” gibi, o 1 milyon kişinin kurallara uymasının bir anda sonuçsuz hale gelebileceğini düşünmek lazım. Ben bir şeker hastası olarak kurallara sonuna kadar riayet etmeye gayret gösterirken, kontrolsüzlük yüzünden hastalığa yakalanırsam, bu durum çok hakkaniyetli bir sonuç olur mu?

Burada sanırım en büyük görev Valilik nezdinde, Emniyet Müdürlüğü’ne düşmektedir. Vatandaş olarak hiç olmadık yerde trafik cezası kesilirken, kontrol aşamasında yukarıda saydığım caddelerde bir tane bile trafik polisiyle karşılaşmamak sanırım bu görevin çok yerinde yapılmadığı gibi bir sonucu ortaya çıkarmaktadır. Umut edelim bundan sonraki süreçlerde bu kontroller daha ciddi ve sıkı bir şekilde yapılır da, kurallara uymayanlar da hak ettikleri şekilde cezalandırılabilirler.

Sağlıkla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erhan Dargeçit Arşivi