Kural Tanımama Ve İtaatsizlik
Bugün şehirde gördüğüm önemli sorunlardan birini yazacağım. Aslında bu sorun yalnızca Konya’ya has bir sorun değil. Konya’daki önemli sorunlardan bir tanesi kaldırım işgalidir. Türkiye’nin toprak bakımından en büyük şehrinde kaldırımlar işgal altında. Hepimiz şöyle bir kaldırımlara baktığımızda yayaların geçmesi gerekirken araçların park ettiğini görüyoruz. Bu çirkin görüntü, tablo şehrin göbeğinde görülüyor. Yetkililer her ne kadar ceza yazsa da durumda bir değişiklik olmuyor. Bu soruna muhakkak bir çözüm bulunması lazım gelir diye düşünüyorum.
Öte yandan yapılan onca çağrıya rağmen bisiklet yolları adeta gasp ediliyor. Bisiklet kullanılması yönünde vatandaşlara çağrıda bulunuluyor, uzun uzun bisiklet yolları yapılıyor bisiklet kullanımının daha da yaygınlaşması için, Konya’nın bisiklet şehri olduğundan bahsediyoruz. Fakat bisiklet yollarının araçlar tarafından gasp edilmesi Konya’mıza hiç ama hiç yakışmıyor. Millet olarak kural tanımadığımızın, otoriteye itaatsizliğimizin bir tezahürüdür bu görüntüler.
Hep söyleriz ya; Adam Amsterdam’dan Edirne’ye gelene kadar en ufak bir ceza almıyor ama Edirne’den İstanbul’a gelene kadar 5 kere ceza alıyor diye. Bunun sebebi yukarıda bahsettiğim kural tanımama ve otorite itaatsizliğidir. Polisten, jandarmadan değil robottan, kameradan çekiniyor bizim millet. “He bak şurada kamera çekiyor, ceza yolluyor” diye daha bir kurallara uyuyor sürücüler. Halbuki o kurallar canımızı, malımızı korumak için var. “Kurallar çiğnenmek içindir” gibi saçma sapan düsturun bir an önce azalarak yok olması lazım. Kaldırımlara, bisiklet yollarına da araç park edilmemesi gerektiğini akıllara kazımalıyız.
Şimdi işin bu tarafı sadece insana saygı ile ilgili bölümdü. Bir de işin doğa yanı var. Yaptığım araştırmalar ve gözlemlerime göre –ki bunu birçoğumuz görüyor ve biliyoruz- Türkiye’de mülk sahibi olan yabancılar (özellikle Avrupalılar) Fethiye’de, Bodrum’da, Çeşme’de ve sair yerlerdeki sahillerde ve piknik alanlarında plastik atıkları ve çöpleri topluyorlar. Bir Türk olarak burada zoruma giden şeyler var. Bunlardan bir tanesi; Neden biz kayıtsız, şartsız çevre temizliğine önem vermiyoruz? Doğayı kirletme hakkını bize kim verdi? Bu iş yabancılara mı kalmalıydı? Biz bu kadar mı sorumsuzuz? Kendi ülkemizi, şehrimizi, toprağımızı, havamızı temiz tutmaya aciziz ama ülkemize göz dikenin şah damarını keseriz! Onu yapamazsak kafasında okey istekası kırarız.
Maskeler sahil kesiminde denizde, Konya’da yerlerde. Cehalet kere cehalet, rezalet üstüne rezalet. Sicilimiz gerçekten negatif… Birçok konuda gelişmede geride kaldıysak bari en azından elimizdeki güzellikleri korumak için çaba harcayalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.