Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesi olan 12 Eylül Askeri Darbesi’nin üzerinden 38 yıl geçmesine rağmen yaşanan acıların, dramların, haksızlıkların hala taze  ve ne yapılırsa yapılsın telafisinin mümkün olamamaktadır.

Ülkemizi karanlıklara sürüklemek için her dönem ortaya çıkanlar bu sefer 12 Eylül tarihinden önce ortaya çıktılar. Kendilerine göre gerekçeler uydurarak milleti yok saymanın derdinde oldular. Millet iradesine darbe vurdular. Bir o yandan bir bu yandan diyerek sağ sol ayrımı yapılmadan nice masum genç vatan evladımızı idam sehpalarında infaz ettiler, ya da bir sokakta köşe başında kurşuna dizdiler. Biz bunları nasıl unutabiliriz.

Ülkemizde gerginliğin tırmanması için 1960 ve 1971 tarihlerinde yönetime el koyan vesayet odakları her yola başvurdular. Kısacası milletimizi yok saydılar, aşağıladılar. Onların tek derdi milletimizin uyanmaması, ülkemizin ilerlememesiydi. Bilinmelidir ki, millet yok sayılarak devlet otoritesi tesis edilemez. Kaldı ki; devlet otoritesi millet eliyle tesis edilecek önemli bir olgudur. Milletin yok sayıldığı otorite bu millete ve devlete ihanetin apaçık bir göstergesidir. İşte 12 Eylül 1980 tarihinde Kenan Evren öncülüğünde cunta, milletimizi yok sayarak büyük bir ihanetin kapısını aralayıp devlet otoritesi diyerek, millet ile birlikte devlete karşı da büyük bir ihanet gerçekleştirmiştir

Bunlar uyuyan hücreler gibi. İçimizde gezinip, bizden görünüp ülkemize ihanet eden ihanet odakları, emperyalistlerin uşakları. Milletin varlığına kasteden devletin bekasını korumak adına şarlatanlık yapan bu kendini bilmez hainler, ülkemize yıllardır çok zaman kaybettirdiler. Hep birilerinin maşası oldular. Milletimizi yok sayıp devletimizi ele geçirme gayesiyle yeni senaryolar yazdılar ve oynadılar, ya da yazılıp ellerine verilen senaryoların birer aktörü olma yolunda yarıştılar. Ancak bizim dilimizde bunlar birer vatan hainidir. Çünkü bu darbeci zihniyet kullandıkları argümanlar ve uyguladıkları baskı ve zorbalıklarla kısacası darbelerle milletimizin geleceğini ve umutlarını çaldılar. Yeşeren tomurcuklarımızı soldurdular, gençlerimizi sorgusuz sualsiz darağaçlarında infaz ederek ülkemizi karanlıklara sürüklediler

Allah bizlere bir daha böylesi acılar yaşatmasın. Hainlerin karanlık emellerine maruz bırakmasın. Ebediyen yurdumuzun, milletimizin kendi öz değerleriyle büyümesi, gelişmesi ve güçlü Türkiye idealine kavuşması için bizler her daim var gücümüzle çalışmaya ve hizmet etmeye devam edeceğiz.