Hiçbiri
SONAR Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bayrakçı, 16 araştırma şirketinin anket ortalamasını baz alarak bir sonuca varıyor. Buna göre;
-Mevcut partiler içerisinde yüzde otuzu geçen parti yok.
-En yüksek yüzdeye sahip iktidar partisi bile yüzde 30’un altında.
-İktidar adayı CHP'nin oyu yüzde 25 civarında.
-İYİ Parti yükselişte.
-HDP yüzde 10 dolaylarında.
-Mevcut aday ve partilere oy vermem diyerek hiçbiri seçeneğini işaretleyenlerin ortalaması ise yüzde 29-30 civarında.
Bayrakçı’nın ortaya koyduğu veriler ne derece gerçeği yansıtıyor, bilinmez. Ama eldeki veri bu olunca ben de bu veriler üzerine değerlendirmede bulunmak istiyorum:
Bu verilere göre seçmenin üçte birine yakını hiçbiri seçeneğini işaretlediğine göre Türkiye'nin halihazırdaki en büyük partisi yüzde 29-30 ortalaması ile kararsızlar partisi. Bu demektir ki seçmen mevcut siyasi partilerden sıdkını sıyırmış; iktidardan memnun değil, iktidar alternatifi diğer partilere de güvenmiyor ve tüm partilere kırmızı kart göstererek hiçbiri seçeneğini işaretliyor. Halihazırda partiler ittifaklarla yüzde 40’lara ancak varabiliyor. Görünen o ki iki ittifakta da yer almayan HDP 2023 seçimlerinde kilit parti. HDP seçmeni hangi ittifaka yönelirse o ittifakın adayı cumhurbaşkanı olacak.
İktidarın oy düşüklüğünün izahı yapılabilir. Ne de olsa 20 yıldır iktidar. Yaptıklarından ve yapamadıklarından dolayı iktidarların yıpranması anlaşılabilir. Ya her seçime iktidar olmak için giren ve yüzde 25’in üzerine çıkamayan partiye ne demeli? İktidardan umudunu kesen seçmen normal şartlarda bu partiye yönelmesi gerekir. Ama seçmen kararsızlığı seçiyor, yine bu partiye yanaşmıyor.
İktidarı ve muhalefetiyle partilerin bu görüntüsü 2000 öncesi siyasi parçalanmışlığı gösteriyor. Maalesef hiçbiri seçmene umut ve güven vermiyor. Seçmenin kafasının bu kadar karışık olmasında en büyük pay, siyasi partilerin kendisindedir. Demek ki halkı ikna edemiyorlar. Kimi müşteri kaybediyor, kimi de aralık yerde dolaşan ve güvenilir bir liman arayan müşteriyi yanına çekemiyor. Buna rağmen siyasi partiler bu seçmeni yanımıza nasıl çekeriz, biz nerede hata yapıyoruz diye düşündüğünü sanmıyorum. İşleri, güçleri birbirlerini daha aşağıya çekmek için ayaklarından aşağıya asılıyorlar ve kayıkçı kavgası yapmaya devam ediyorlar. Herhalde iktidar nasılsa bu seçmen hep bizi seçti. Biz yine birinci partiyiz. Zira bizim alternatifimiz yok. Onların bize elleri mahkum. Gidip şuna mı verecek diye düşünüyor. Ana muhalefet ise yüzde 25 garanti. Halk yine bize ana muhalefet görevi verecek. Biz mutlu azınlığımızla, hiçbir sorumluluk almadan bir beş yıl daha günümüzü gün edeceğiz diye düşünüyor. Ana muhalefetteki bu görüntü diğer küçük partilerde de olmalı. Onlar da nasılsa bir ittifaka yaslanırız. Biz onları, onlar bizi destekler. İmkanlardan bize de bir pay düşer diye düşünüyor olmalı.
Yeniden yüzde 30’luk kararsız seçmenin hiçbiri seçeneğine gelirsek, siyasi partilerin vatandaşa kızmaya hakları yok. Bu kadar kararsız seçmen siyasi partilerimize ayıp olarak yeter de artar bile. O yüzden siyasi partilerimiz önce kendilerine baksınlar ve paçalarını kurtarmaktan önce paçalarını toplasınlar ve bu kararsız seçmen ne istiyor, bunun üzerine bir araştırma yapsınlar ve gereğini yapsınlar. Çünkü onlara iktidarı getirecek olan kemikleşmiş seçmenleri değil, bu kararsız seçmendir. Bunlar ne tarafa yönelirse, o ittifak iktidar olacaktır. İyi ki kararsızlar var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.