Hatice Karakuş

Hatice Karakuş

Konya’daki ev sahiplerine sesleniyorum…

Konya’daki ev sahiplerine sesleniyorum…

Kavurucu yaz günleri geride kaldı, şimdi benim en sevdiğim mevsimdeyiz. Ne yaz ne kış, ne sıcak ne soğuk. İlk son fark etmez, tam bahar havası. Hatta dikkat etmeyince tam da hasta olunası…

Eskiden gölgesi serin olurdu karasal iklimin, şimdi evin içinde güneşi görmeden bile terler olduk. Sıcak bir yana bir de sıcağın neden olduğu o basık ve kirli hava vardı şehrin üstünde. Sporu, koşuyu, yürüyüşü bir kenara bırakın, neredeyse oksijen almak bile zordu özellikle merkezde. Bir yandan egzoz, bir yandan çöpler, diğer yandan kanalizasyon… Sıcaklık hepsini katlayarak ortaya çıkarmıştı.

Eylül ayının sonuna yaklaşırken artık bu durum da değişmeye başladı. Hatta ben bu satırları kaleme alırken ufaktan biraz yağmur atıştırdı. Dedim tamam artık geldi sonbahar. Artık nefes alıyor Konya.

Şimdi ben bahar seviyorum, annem kışı sever çünkü anca kış olunca işim biter der. Yeğenim de tatil diye yaz tercih eder.

PEKİ MEVSİME HİÇ BAKMADAN SICAK SEVENLER?...

Havaların soğumasını hiç istemeyenler de var aramızda. “Kış hiç gelmesin böyle iyi” diyenler.

Herkesin bir sebebi var ama bazılarında durum farklı. MECBURİYET. Mecburen seviyor sıcağı, mecburen tercih ediyor. Çünkü soğukla beraber sıkıntıları da gelecek biliyor.

Barınma sorunu olan, maddi sıkıntı yaşayan, faturalardan beli bükülen… Özellikle doğalgaz faturasının bu kış daha çok can yakacağı tartışılmaz bir gerçek. İşte bu yüzden bazıları mecburen seviyor yazı.

Ev kiralarını zaten konuşmaya bile yetişemez olduk. Duyduğumuza şaşırırken bir başka artış daha duyar olduk. Tüm evlerin kira fiyatlarının eşit olması ya da hepsinin ucuz olması beklenemez tabi. Ama ot biter gibi biten bu sitelerde kimler oturacak? Dışarılarda değil şehir merkezinde, kentsel dönüşümle yenilenmiş bu evlerde kimler yaşayabilir?

Asgari ücretli tek çalışan bir ailenin yaşayamayacağı kesin. Çünkü yemeden içmeden tüm maaşını eve vermesi gerek. Asgari ücretli iki çalışanı olan aile oturabilir ama onlar da neden versin maaşın tekini ev sahibine. Konya’da en düşük kiralar 2500-3000 TL bandında. Daha ucuza oturanlar da vardır mutlaka ama evinden çıktığı anda aynı fiyata aynı ayarda ev bulması imkansız. En düşük banttan ev bulunsa da yakıtı, aidatı, faturaları derken yine geçiyor asgari ücreti. Hesap da şaşıyor zaten bu noktada çünkü hala gider var ama elde para yok.

Ortalama ev kiralarının 5000 TL olduğu Konya’da ev sahiplerine seslenmek istiyorum. Yeni evlerinizi dilediğiniz şekilde verin kiraya ama 20,25 hatta 30 yaşındaki binalara fahiş kiralar istemek nedir! ‘Yan binada arttı ben de artırayım’, ‘komşununki o para ettiyse benimki daha çok eder’, ‘şimdi herkes yüksek ben aza veremem’ kafasıyla gidersek ucunu alamayız, alamadık da zaten.

Evet hayat gerçekten çok pahalı, her şey ikiye hatta üçe katladı. Ev sahipleri de haliyle bunu kiralara yansıtıyor. Ama rica ediyorum biraz daha insaflı yapın bu artışları. 1000 TL birileri için çok önemli bir fark değildir ama belki diğerlerinin elindeki son parası. Geneli değiştiremiyorsak bile yapabileceğimiz küçük hareketlerle bazılarının yarasına merhem olur, biraz da dua alırız belki.

Bir adam sabaha karşı okyanus kenarında yürüyormuş. Birden binlerce denizyıldızının karaya vurduğunu görmüş. Daha da yaklaştığı zaman bir çocuk fark etmiş. Çocuk denizyıldızlarını tek tek alarak denize geri götürüyormuş.

Adam çocuğa yaklaşarak sormuş:

-Bu denizyıldızlarını neden denize geri atıyorsun?

Çocuk cevap vermiş:

-Güneş yükseliyor. Birazdan sular çekilecek ve bu denizyıldızları susuzluktan ölecekler.

Adam bu duruma şaşırmış:

-Sahil çok uzun ve çok fazla denizyıldızı var. Hepsini kurtaramazsın. Ne fark eder ki?

Çocuk adamı dinlemiş. Daha sonra sahilden bir denizyıldızı daha alarak denize bırakmış. Sonra adama dönerek:

-Bak görüyor musun bu denizyıldızı için fark etti demiş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hatice Karakuş Arşivi
SON YAZILAR