Şule Taşkıran

Şule Taşkıran

Bilginin Gülümseten Yüzü

Bilginin Gülümseten Yüzü

Bir insanı çok sık olarak dalgın görüyorsanız farkında olmadan Takıntı Havuzuna düşmüş olabilir, özellikle hem dalgın hem de arada başını sallayıp kendini onaylıyorsa hayırlı olsun nur topu gibi bir depresyona sahip olmuşsunuzdur. Düşünce havuzuna düşmemek için ne yapmalıyız, bunun ilk yardımı nedir ?

Yüzme havuzuna girmek isteyip suyun aşırı soğuk olduğunu hissettiğimizde havuzdan hemen çıkarız , irkiliriz değil mi, işte takıntı havuzunda böyle düşüncelere daldığımızda çevreniz bizi uyarırsa hemen irkilir ve kendimize geliriz beyin otomotik olarak aynı konuyu düşünmeyi bırakır buna Otomotik Olarak Düşünceyi Durdurma Tekniği denir. Örnek verecek olursak ; sihirbazı izlerken masayı uçurduğunu görmek bizleri çok etkileyebilir ama masanın uçmasını sağlayanın bir ip olduğunu fark ederseniz aynı heyecanı hissetmezsiniz çünkü sihirbazın sırrını artık biliyorsunuzdur, eşyayı uçurmanın ip olduğunu fark etmediğinizdeki etkilenme ile ipi öğrendikten sonraki etkiniz çok farklıdır çünkü artık şaşırmıyorsunuz, farkındalık bir insanın sahip olduğu en büyük güçlerden biridir.

Tırnak yeme alışkanlığı ya da sigara içme bağımlılıklarında da herhangi bir şeye daldıklarına hemen otomotik olarak bunları tekrar tapmaya başlarlar, o anda yakındakiler onları uyarıp ne yapıyorsun diye uyarırlarsa kendilerini fark edip bu davranışları yapmaktan vazgeçerler. Demek ki takıntılı düşünceyi durduran en büyük güç farkındalıktır. Fark edildiği anda eylem durduruluyor. Bunun dışında bir yöntem daha bulunmaktadır, bu yöntemin adı ise Tersine Etki Kavramıdır. Bunda ise bilinç altı kendisine baskı uygulandığı anda tersini yapmaya başlar.

Örneğin; Koltuğun kenarında oturup TV izlerken birden çok fazla uykun geldi, gözlerin kapanıyor her an uyuyacaksın, gidip yatağımda rahat uyuyayım deyip yatağına gittiğinde birden uykun kaçabilir, yatakta sağa sola dönersin ama uyuyamazsın, ama biraz önce inanılmaz uykun gelmişti ne oldu şimdi? İşte buna Tersine Etki Kuralı denir. Bir şeye aşırı niyetlenmek duyguyu azaltıyor yada aşırı yüksek ilgi oluyor.

Bir düşüncede yoğunlaştınız ama düşünmek istemiyorsunuz bunun için çabalıyorsunuz fakat daha fazla düşünmeye başlıyorsunuz , rejim yapmaya karar veren insanın daha fazla yemeğe başlaması , sigarayı bırakacağım diyen bir kişinin daha fazla içmeye başlaması gibi …. Demek ki bardağın sürekli dolu tarafını görmeye çalışmak bir süre sonra bardağı unutturuyor. Bardağın boş tarafını da görmen gerekir bardak bütündü . Bu durum sevgililer arasında da çok yapılır sevgiliyi kusursuzlaştırırlar işte bu kişinin duygularını komple bozar, o kişinin eksiklerini de görmek, öyle kabullenmek gerekir. Her zaman iyi tarafını görmek polyanacılık olur bunun daha ileri hal şizofrendir.

Hayatta her şey her zaman pozitif olamaz bazı şeyler olumsuz da olabilir, bir olayı o zaman aşırı yapmaya çalışmak tersine etki kuralını başlatır yani bilinçaltı tersine çalışmaya başlar. Bu büyük bir depresyon demektir. Diyelim ki yoğun bir düşünce geldi, kendi kendinize ben bu olayı 1 saat sonra düşüneceğim biraz ara vereyim düşünceme dediğiniz an beyin rahatlamaya başlıyor. Örneğin ; bilinçaltımızın bir çocuk olduğunu düşünelim , çocuk annesine gelip sürekli bir şeyler istiyor ve çok fazla ısrar ediyor, annesi orada hemen hayır olmaz derse çocuğun bağırma sesleri artıyor daha fazla stres yaşanıyor oysa anne; biraz işim var çocuğum işimi bitireyim 1 saat sonra seninle ilgileneceğim dediği anda çocuk bir süre daha sakin durup bekliyor hatta sevinerek odasına gidiyor . Demek ki; bilinçaltımıza ertelemeyi öğretirsek o zaman rahatlarız aşırı ısrar hem bedenimizi hem ruhumuzu yorar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Şule Taşkıran Arşivi
SON YAZILAR