Nihat Kılıçarslan

Nihat Kılıçarslan

Hoş geldin Ey Kutlu Misafir!

Hoş geldin Ey Kutlu Misafir!

Bu gece kapımızı nazlı bir misafir çalacak. Bütün Müslümanlar olarak onu en güzel şekilde bir ay boyunca misafir edeceğiz. Bu akşam ilk teravih namazı kılacak ve bu gece ilk sahurumuza kalkacağız. Bir ay boyunca ondan en güzel şekilde istifade etmeye çalışacağız. Peki Ramazan ayını bu kadar önemli ve eşsiz bir misafir kılan nedir?

Öncelikle yüce kitabımız Kur’ân’ı Kerim bu ayda indirilmiştir. Ramazan ayı “Kur'ân ayı”dır. Diğer semavî kitaplar da yine Ramazan ayında indirilmiştir. Her Ramazan ayında Cebrail (a.s.) Kur'ân’ı baştan sonra okur Efendimiz (s.a.v.) dinlerdi. Sonra da Peygamber Efendimiz mescitte sahabelere okur Hz. Cebrail de yanlarında bulunurdu. Bu sebeple Ramazan ayında öncelikle Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerimi okumak, anlamak, orada anlatılanları hayatımıza geçirmek için bir çaba göstermemiz icap edecektir.  Nasıl Efendimiz sahabeleri ile birlikte mukabele şeklinde Kur’ân okumuşlarsa bizlerinde arkadaşlarımızla veya ailemizle birlikte mukabele yapması yerinde olacaktır. Bu mukabelede sadece Kur’ân’ı yüzünden okumak şeklinde değil de ardına tefsir veya meal ile taçlandırarak okuduğumuzu da anlamış olacağımızdan daha verimli olacaktır.

Bir başka yönüyle Ramazan nefislere dur denildiği, nefsi arzu ve isteklerin sınırlandığı ve terbiye edildiği bir aydır. Peygamber efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde  “Kim ramazan ayını oruçlu geçirir de, kendi nefsine Ramazandan sonra Allah'a isyan etmeyeceğine dair söz verirse sorgusuz ve sualsiz Cennet’e girer” buyurmuştur. Yine bir başka yönüyle Ramazan bir empati ayıdır diyebiliriz. İnsanlar oruç tuttuklarında açlığı, susuzluğu yaşayarak imkânı olmayan insanları daha iyi anlarlar. Nitekim bazı insanlar maddi imkânsızlıklardan ötürü sürekli Ramazan ayında olduğu gibi bir hayat sürebiliyorlar. Bazen belki de bir kuru ekmek dahi bulamıyorlar. Ramazan bizim onları anlamamız ve yanlarında olmamız için iyi bir fırsattır. Özellikle kendi çevremizde bu şekilde olan kardeşlerimize yardım etmemiz ve onların yanlarında olmamız yerinde bir davranış olacaktır.

Ramazanların olmazsa olmazı Efendimizin de önemli bir sünneti olan teravih namazları da yine bu ayda yapmış olduğumuz önemli bir ibadettir. Efendimiz (s.a.v.) bu hususta: “ “Allah (c.c.) Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de gece ibadetini (teravih namazını) sünnet kıldım. Kim, faziletine inanarak ve alacağı mükâfatı Allah’tan umarak orucunu tutup, gece ibadetini yaparsa, anasından doğduğu gün gibi günahlarından kurtulur” buyurmuştur. Bu bakımdan Ramazan ayı günahlarımızdan kurtulmamız içinde iyi bir fırsattır.

Ramazan ayının bir diğer yönü içerisinde “bin aydan daha hayırlı olan” kadir gecesini bulunduruyor olmasıdır. Kur’ân’ı Kerim de 97. Sûre olan Kadir Sûresi bu gecenin fazileti hakkında nâzil olmuştur. Sûrede Kur’an’ın Kadir gecesinde indirildiği ve sözü edilen gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilir. Bir hadiste inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihyâ edenlerin geçmiş günahlarının affedileceği müjdelenmiştir. Rivayet edildiğine göre Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevî işlerden uzaklaşıp i‘tikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de uyanık tutardı.Bu nedenle ramazan ayının son on gecesini ve özellikle âlimlerin çoğunluğunun işaret ettiği 27. geceyi, kulluk bilinci içinde ibadet ederek ve geçmişte yaptıkları hataları bir daha tekrarlamamaya kesin karar vererek geçirmeye özen göstermemiz gerekmektedir.

Kıymetli okurlarım, inşallah bu ramazan ayı hep birlikte günahlardan arındığımız, kulluk ve ibadet şuuruyla Allah’a daha da yakınlaştığımız bir ay olur ve hepimiz bu misafiri en iyi şekilde ağırlarız. Ramazan ayının hepimiz için hayırlara vesile olmasını ve ondan hakkıyla istifade edebilmeyi Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nihat Kılıçarslan Arşivi
SON YAZILAR