Nihat Kılıçarslan

Nihat Kılıçarslan

Gözümün nuru namaz…

Gözümün nuru namaz…

Güllerin efendisi Hz. Muhammed (a.s.) ne güzel buyurmuş: “Namaz gözümün nuru  kılındı.” Tıpkı bir sevgilinin sevdiğine iltifat etmesi gibi. Bir diğer hadisinde de “Kulun Rabbine en yakın olduğu durum secde hâlidir. Bu sebeple secdede duayı çok yapın.” buyurmuştur. Sevenlerin en mutlu olduğu yerler sevdiklerine en yakın oldukları zamanlardır. Namaz kılarken de insanın Allah’a kendini o denli yakın hissetmesi, O’nu görüyormuşçasına saygı duyması ve bütün acizliği ile O’na münacat edip yakarması kişiye üst düzey bir haz ve mutluluk sağlayacaktır. Bu haz ve mutluluk dünyalık olan haz ve mutlulukla en ufak bir şekilde de kıyaslanamaz.  Dünyalık olanlar dünya da kalır, önemli olan ahireti ve Allah’ın rızasını kazanmak Allah’a yakın olabilmektir. Çünkü ahiret sonsuzdur ve gerçektir. Dünyalık şeylerin ise Allah nezdinde de bir kıymeti yoktur. Namaz kılmak da tek amaç haz ve mutluluk değildir. Allah’a olan kulluk vazifemizi yapmak da önemli bir noktasıdır.

Peygamber efendimiz kuşkusuz ki her konuda olduğu gibi namaz konusunda da bize en güzel örnektir. Allah tarafından namaz hususunda kendisine indirilen şu ayetleri açık bir şekilde tebliğ etmiştir:

“Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebût Suresi)

"Ey Muhammed! Onların dediklerine sabret; güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gece saatlerinde ve gündüzleri de tesbih et ki, Rabbinin rızâsına eresin" (Tâhâ 20/130)

Kevser sûresinde ise "Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes" (108/2) buyurularak namazla kurban bir arada zikredilmiştir. Efendimiz (s.a.v.) ve ashabı tebliğin ilk dönemlerinde namazı açık bir şekilde kılamıyorlardı. Hz. Ali’yi de yanlarına alıp Mekke dışında kılıp dönüyorlardı. "Ey Muhammed! Artık, sana buyurulanı açıkça ortaya koy, müşriklerden yüz çevir" (el-Hicr 15/94) âyeti nâzil olduktan sonra açık tebliğ başlamış, böylece Kâbe ve açık diğer yerlerde namaz kılınır olmuştu. Fakat bu durum müşriklerin müminlere bir çok kez zulüm etmelerine sebep olmuştur. Peygamberliğin altıncı yılında önce Hz. Hamza, daha sonra Hz. Ömer'in müslüman olmasıyla Kâbe'de iki saf olarak ilk defa açıkça ve topluca namaz kılındı.

 Kıymetli okurlarım, bu vesileyle kavuşmamıza az kaldığımız bizi güzelliğiyle heyecanlandıran ve mutlu eden o güzel ay olan Ramazan ayınızı şimdiden tebrik eder, hayırlara vesile olmasını temenni ederim. İnşallah Ramazan ayı gerek namaz gerek diğer ibadet hususlarında önemli bir aşama kat edebildiğimiz ve Allah ile yakınlığımızı daha da arttırdığımız bir ay olsun.

Nihat KILIÇARSLAN

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nihat Kılıçarslan Arşivi