Son günlerde Rusya ile ilerleyen ekonomik ve siyasi işbirliğimiz bizleri kandırmasın. Rusya tarihi boyunca Türklere hiçbir zaman dost olmamıştır. Tarihe bir göz atacak olursak sadece dost gibi göründüğünü görebiliriz.

Rusya ile olan yakınlaşmamız hiç kimseyi kandırmasın. Rusya ortodosk bir ülkedir ve her zaman genlerinde olan hizipciliği bir gün mutlaka yine ortaya dökecektir. Şöyle bir hafızamızı tazeleyecek olursak,

2016 yılının son günlerinde meydana gelen elim uçak krizinin ardından Türkiye ekonomisine ve orada çalışan Türklere etmediğini koymamıştır. Sınırda bekletilmekten tutunda sınır dışı etmeye kadar varan üzücü olaylardır bunlar.

Hatta daha da ileri giderek Türkmen dağını haritadan silmiş bir ülkedir Rusya. Rusya’nın başkenti Moskova’da elbisesinin üzerinde Türk bayrağı olan genç birisi önce kovalanmış daha sonrada dövülmüştür.

Rusya ile olan yakınlaşmamız ticari ve siyasi bir yakınlaşmadır. Zaten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da Rusya’nın nasıl bir yapıya sahip olduğunu çok iyi bilen birisidir. Onların ellerine geçecek olan en ufak bir kozda Türklerin üzerine saldıracaklarını çok iyi bilmektedir.

Bu nedenle Rusya ile hayata geçirilen siyasi ve diplomatik yakınlık çok ince bir çizgi dahilinde yürütülmektedir. Bütün siyasiler biliyor ki, Rusya, Suriye’nin toprak altı zenginliklerini kendisine tek başına kimsenin yedirmeyeceğini bilerek ülkemize doğru yaklaşmaktadır.

Kendisince uygun göreceği herhangi bir zamanda yine “Rus”luğunu yapacağı kesindir. Çünkü hiçbir yabancı ülke Türklerin dostu değildir. Adı ister Rus, ister Alman, ister Fransız olsun hiç fark etmez.