Aslında bu konuyu yazıp yazmamakta çok tereddüt ettim.

Gazeteciler olarak bir çok toplantılara katılıyoruz.
Toplantının yapılacağı saatte orada olmaya özen gösteriyoruz,
Ancak nedense toplantılar zamanında başlamıyor.
Ya birileri bekleniyor,
Ya da neden beklenildiğini bizde anlamıyoruz.
Ama bir gerçek var ki, zamanın kıymetini bilmiyoruz.
Kendimiz bilmediğimiz gibi
Karşımızdaki kişinin de zamanını çalıyoruz.
Özellikle gazeteciler olarak
Belirli programlara katılmalıyız.
Kendimizi ona göre hazırlayıp gidiyoruz.
Ama toplantıda yaşanan bu gecikmeler.
Ya diğer programın aksamasına neden oluyor,
Ya da toplantıyı yarım bırakıp gitmen gerekiyor.
Her iki durumda zaman kaybından başka bir şey değil.
Aksine program yapanlar saati doğru uygulasalar,
Dedikleri saatte başlayacak olurlarsa,
Hem kimsenin zamanı boşa gitmemiş olur,
Hem de diğer programlara zamanında ulaşılır.
Artık zaman konusundaki bu savurganlığımız
O kadar çok artmaya başladı ki,
Bazılarımız “nasıl olsa geç başlar” diyerek
Toplantıya geliş saatlerimize riayet etmiyoruz.
Günümüzde insanların birbirine karşı saygısı olmalıdır.
Kimsenin zaman savurganlığı yapma lüksü yoktur.
Çünkü zaman çok kıymetlidir.
Özellikle basın mensupları için
Zaman vazgeçilmez bir standarttır.
Bir de toplantılarda konuşmacı olanların
Esas konuya gelmeden önce yaptıkları konuşmalar,
Hikaye ve başından geçenleri anlatmaları,
Esas konuya girmeden önce ilgiyi dağıtmaktadır.
Kimse ne anlattığını veya söylediğini bilmeden,
Bir toplantı daha böylece olup bitmektedir.
Aslında toplantı organizasyonları iyi yapılsa,
Başlama saatine kesin riayet edilirse,
Kimse zaman geçirmek gibi bir duruma bulaşması
Toplantıların daha iyi geçeceği bir gerçektir.
 Güzel bir söz var, sizde bilirsiniz
“Sizin boş zamanınız bizim iş zamanımızdır” diye.
Bu nedenle insanların zamanına saygı gösterilmeli,
Zaman insanlardan çalınmamalıdır.