Tek Taraflı İşitme Kayıpları
‘’ Bu tür işitme kayıpları genellikle kalıcı olup gözden kaçabilmektedir!’’
İşitme duyusunun normal olma durumu her iki kulağın ve santral işitme yollarının anatomik ve fonksiyonel olarak işlevini yerine getirmesi halidir. İşitme kaybı tanımlanırken bu yapıların herhangi birinde oluşan patolojinin sonucu olarak tanımlanabilir.
İşitme kayıpları ile ilgili sınıflamalar birden fazla olup tutulan taraf veya taraflara göre de tek taraflı ve çift taraflı olmak üzere sınıflandırılabilir. Tek taraflı işitme kaybı bir kulakta normal işitme varken karşı kulakta 20 dB ve daha fazla sensörinöral işitme kaybı olmasıdır. Karşı kulaktaki işitme kaybı hafif dereceden çok ileri dereceye kadar değişen oranlarda olabilir. Bu durumun her iki kulak için olması çift taraflı işitme kaybını tanımlar.
Tek taraflı işitme kaybının görülme sıklığı yenidoğan döneminde ortalama 1000’de 0.19-2 arasında iken, bu oran edinsel nedenlere bağlı olarak artmaktadır ve okul dönemi çocukların ise %0,3-0,5’inde görülmektedir. Tek taraflı işitme kaybı çocuk hastalarda, çevresel faktörlerin de etkisiyle, dil gelişiminde gerilik, okul başarısında düşüklük ve davranış problemlerine neden olurken, erişkin hastalarda hayal kırıklığı, özellikle gürültüde konuşmaları ayırt edememe ve iş ve sosyal hayatta zorluklara neden olur. Bunun sonucunda bu çocuklarda; stres, özgüven eksikliği, motivasyon eksikliği gibi davranış problemleri görülebilmektedir. Aynı zamanda tek taraflı işitme kaybı çocuklarda dil ve konuşma gelişimi için büyük bir tehdittir.
Tek taraflı işitme kayıpları doğuştan olabileceği gibi pek çok farklı nedene bağlı olarak edinsel de gelişebilir, ancak her zaman kesin nedeni bulmak mümkün değildir. En sık görülen nedenler arasında viral enfeksiyonlar (yaklaşık %25), menenjit (%15), iç kulak yokluğu, geniş vestibüler aquaduktus sendromu gibi değişen iç kulak anomalileri, işitme siniri yokluğu, kafa travması, ototoksik ilaç kullanımı, tümörler, ani işitme kaybı ve işitsel nöropati sayılabilir.
Binaural İşitme
Binaural işitme, işitsel sistemin iki kulağa gelen bilgiyi birleştirmesi ve santral işitsel sistemde işlemlenmesi için büyük önem arz etmektedir. Konu ile ilgili çalışmalar, işitme kaybının binaural işlemleme yeteneğini etkileyebildiğini ve dolayısıyla gürültüde konuşmayı anlamayı zorlaştırdığını göstermiştir. Buna bağlı olarak tek taraflı işitme kaybına sahip bireyler, gürültüde konuşmayı anlamada zorlanmaktadırlar.
Lokalizasyon
Tek taraflı işitme kaybı olan bireylerde, kulaklar arası zaman ve şiddet ipuçlarının olumsuz etkilenmesi lokalizasyonu etkilemektedir. Binaural ipuçları, yatay düzeyde lokalizasyon için kullanılan önemli ipuçlarıdır. TTIK’li çocuklar, horizontal planda, normal işitenlerden daha fazla ses lokalizasyon problemi yaşarlar. Normal işiten akranlarıyla karşılaştırıldığında TTIK’li çocukların, 500 ve 3000 Hz frekanslarındaki saf seslerin lokalizasyonunda, anlamlı şekilde fazla hata yaptıkları saptanmıştır.
Erken Dönemde Fark Edilmeyen Tek Taraflı İşitme Kayıpları Çocuklar İçin Büyük Risk Oluşturmakta!
Erken çocukluk döneminde gelişen tek taraflı işitme kaybı çocuk tarafından ifade edilememekte ve aileler de bu sorunun farkına varamadıkları için genellikle bir şikayete neden olmamaktadır. Bu nedenle erken dönemde olası tedavi imkanı ortadan kalkmaktadır. Bu çocukların aileleri sorgulandığında çocuğun okul başarısının düşük olması yanında denge patolojileri, gürültülü ortamda konuşulanları ayırt etmede zorluk gibi şikayetleri olabilmektedir. Tek taraflı işitme kayıplı çocuklarda tanıda gecikme prognozu kötü yönde etkilemektedir. Hastaların işitme kaybını anladığı zaman tedaviye başlama için çok geç olmaktadır. Hastaların tek taraflı işitme kaybı olduğunu ilkokul döneminde öğretmenleri tarafından ya da hastalar kulaklıkla müzik dinlerken fark edilmektedir. Çocuk hastalardaki tek taraflı işitme kaybı işitme kaybının derecesine göre çocuğun okul başarısını ve sosyal çevresini etkilemektedir.
Gürültülü arka planda konuşmayı anlamanın gelişimi için işitme normal sınırlarda olmalıdır. Unilateral SNIK’li çocukların, bilateral normal işitenler ile kargalaştırıldığında daha düşük zekâ katsayısı sergilediği belirtilmiştir.
Gürültüde konuşma görevlerini yapma yeteneği, işitme kaybının derecesinden de etkilenir. 6-14 yaşlarında ileri veya çok ileri derecede tek taraflı işitme kayıplı çocukların sesleri tanıma görevlerini normal işiten çocuklar kadar iyi yapabilmeleri için, anlamlı şekilde daha büyük sinyal gürültü oranı gerekir.
İç kulak anomalilerinin çoğu gebeliğin ilk trimesterinde gelişimin durması sonucu ortaya çıkar. Bu genetik bir hatadan kaynaklanabileceği gibi iç kulak embriyogenezisi esnasındaki teratojen bir faktöre maruz kalma sonrasında görülebilir. Erken tanı ve uygun rehabilitasyonun yapılması, konuşma ve lisan gelişiminin normal süreç içerisinde gerçekleşmesi için çok önemlidir.
Tek taraflı sensörinöral işitme kaybı, geri dönüşümsüz bir patoloji olduğundan erken tanı çok önemlidir. Yenidoğan işitme taraması sayesinde perinatal dönemde işitmesini kaybeden çocuklar erken teşhis edilip erken takibe alınabileceklerdir.
Tek taraflı sensörinöral işitme kaybı tanısı alan hastaların düzenli kontrollere gelmesi ve odyolojik olarak takip altında kalmaları gerekmektedir. Tek taraflı sensörinöral işitme kaybı saptanan hastaların ototoksik ilaçlardan, akustik travmadan, basınç değşikliklerinden (dalış ve uçma), ağır fiziksel aktiviteden ve travmadan kaçınmaları gerektiğini vurgulamaktayız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.