Çarşamba Hadisi
Zübeyr Ibni Adî söyle dedi: Enes Ibni Mâlik radıyalla- hu anh’e gittik ve Hac- câc’ın zulmünden şikâyet ettik. Enes şöyle dedi:
- “Rabbinize kavuşana kadar sabredin; zira her gelen gün, geçmiş günden daha kötü olacaktır. Ben bunu Peygamberimiz’den duydum.”
(Buhârî, Fiten 6)
Açıklamalar
Haccâc-ı zâlim, Emevî halifesi Abdülmelik İbni Mervân’ın Hicaz ve Irak valisiydi. Hicaz’da halifeliğini ilân etmiş olan Abdullah İbni Zübeyr radıyallahu anh’ı şehid ederek Mekke ve Medine’yi kana buladı. Böylece Abdülmelik’in gözüne girdi ve kendisine Hicaz valiliği yanında Irak valiliği de verildi. Aynı zulmü Irak’ta da gerçekleştiren Haccâc, tepki almaya başladı.
Kufe’li Zübeyr İbni Adî, taraftarlarıyla birlikte Basra’da ikamet etmekte olan büyük sahâbî Enes İbni Mâlike gitmiş ve çektiklerinden şikâyet etmişti. Öyle görülüyor ki bu şikâyetin altında bir başkaldırma niyeti yatmaktaydı. Enes İbni Mâlik hazretlerinin de herhangi bir siyasî gücü ve İdarî görevi yoktu. Muhtemel bir karşı harekât için fikrini yoklamak anlamında bir şikâyet, bir yakınma karşısında olduğunu, böyle bir teşebbüste daha büyük bir fitne kapısının açılacağını hissedince şikâyetçilere hadisimizdeki tavsiyeyi hatırlatmıştır. Belki de böylece yeni bir fitnenin önünü almıştır.
"Gelen günün, geçen günü aratacak kadar kötü olacağı” tesbiti genel bir değerlendirmedir. Genelde bu böyle olacaktır, demektir. Yoksa geçmişten çok daha iyi günler, zamanlar ve idareler olmuştur, olacaktır da. Haccâc’dan kısa süre sonra yaşanan Ömer İbni Abdüla- ziz zamanı gibi dönemler için Ha- san-ı Basrî hazretleri “halkın nefes alma zamanı" der. Hadiste genel gidişin daha iyiye değil, daha kötüye olduğu hatırlatılmaktadır. Çağımızda yaşanan teknolojik gelişme, bir yandan da kitle imha silahlarıyla insanlık için tehlikeyi arttırmaktadır.
Daha kısa zamanda daha çok insanı imha etmek hedefine yönelik teknoloji, dünyanın kötüye gittiğinin belgesidir.
Hz. Enes’in şikâyetçilere, Hz. Peygamber’den duyduğunu vurgulayarak bu genel gerçeğe dikkat çekmesi ve sabır tavsiye etmesi, aslında sıkıntısız gün olmayacağını belirtmekte, binaenaleyh iyi ve hayırlı işler yapmaya her hâl-ü kârda devam etmenin daha isabetli ve müslümanca bir hareket olduğunu göstermektedir. Zaman daha kötüleşmeden yapılacak iyilik ve hayırlar yapılmalıdır. Zira müslü- man, müsbet adamdır; hayır ve hizmet adamıdır.
“Ümmetim yağmura benzer, önü mü sonu mu hayırlıdır, bilinmez”
(Tirmizî, Edeb 81) hadisi ile bu hadis arasında çelişki yoktur. Zira hadisimiz bütün zamanı içine alan genel bir değerlendirmeyi, Tirmizî’nin rivayet ettiği hadis ise, değişik zamanlarda yaşayacak olan müslü- man fertler noktasından bir değerlendirmeyi ifade etmektedir.
Hadisten Öğrendiklerimiz
- Sıkıntılara göğüs gerip sabretmek, iyi işleri yapmaya gayret etmek gerekir.
- Gelecek, şimdiki zamandan daha çetin olacaktır.
- Kıyamete yaklaştıkça fesat yaygınlaşacaktır. Bu sebeple her devirde hizmete koşmaktan başka çıkar yol yoktur.
- Sabr, teslim olmak değil, gereğini yaptıktan sonra tevekkül etmektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.