Bir Eylül Sabahı
Uzaklardadır gözlerin, gökyüzündedir yüreğin. Bedenin ağır ağır yürürken caddelerde, senin gönlün bir köşede oturur gizli gizli. Anlatılamayan bişeyler birikir boğazında, düğüm düğüm. Bişeyler vardır rahatsız eden vicdanını, belki de aklını. Pembelerine, yeşillerine bürünür çiçekler, solan taraflarını unutup baharlara gülümserler. Sende güçlü adımlarla yürürsün gerçeğine, senin daima yanında bulunabilenlere. Vardır birileri yanında kahve içebileceğin, derdini tek tek paylaşabileceğin. Sanki anlata anlata tükeniyor sanırsın içindekiler.. Ama anlattıkça bazen daha da omzuna yük olur dertler. Bazı zaman çay içerken kaçıncı bardağı yudumladığını bilmezsin, tıpkı sigaranın bitiremediğimiz dumanı gibi. Bazı zamanlar vardır ki yataktan kaldıramazsın bedenini, bir rüya daha diye yalvarır kalbin. Rüyalarda gezinirken mutludur ruhun ya da uyurken tüm sıkıntılar def ediliyor gibidir hayatından. Ve bilinmez ki, yok olmayan tek gerçek kaçılamayan tek gelecektir kader.
Sen ağlarsın da gidene, kader çoktan ağlarını örmüştür yıllarının pençesine. Sen gülersin de, kader çoktan yazmıştır ağlanacağını ömrünün dönüm çizgisine. Ve sen hiç bitmeyecekmiş gibi sanırsın üzerine üzerine gelen dertleri, ama bir gün gelir güneş senin için de doğar gönlünün pencerelerine.
Bir gün olur, ağırdan bir melodiyle uyanır gözlerin yeni güne. Perdeler çekilmez artık sabahın o şafak vaktinde. Sinirliysen koşarken ilerlediğin o yollar, şimdi huzurlu bir yürüyüşe bırakır yerini. Şarkı sözlerinin sanki senin hayatına yazılmış gibi olan nakaratlarını ezberlemiştin ya hani, artık kulakların duymaz bile o sözleri.
Şimdi aylardan mayıs ama senin yaşadığın belki de bir eylül sabahının uyanışı ve belki de yüreğindeki kış aylarının noktalanılışı, sen artık göklere baktığın her yıldızda gözlerinin yaşını silmiyorsun ellerinle, sen artık köşene çekilmiş gülüyorsun eskiye döndükçe. Yoruluyorsun belki ama uyuyunca dinleniyor bedenin, her bir yeni güne. Artık seninde güneş’in doğmuş, Allah’ın sana verdiği o sevgiyle.
Düşünüyorum da, güvendiğimiz bişeyler var bu hayatta, düşüncelerimiz ve düşündüklerimizi gerçekleştirebileceğimiz. Güvendiğimiz birileri var bu hayatta, sevdiklerimiz ve kendimize yakın bulduklarımız. Kimi zaman derdimizi açtığımız ve kimi zaman da sarılacak bir kol bulabildiğimiz. Sıcacık samimiyetlerimiz var sevgimizi güçlü kılan, sıcacık muhabbetlerimiz var gülümsemelerimizi unutturmayan. Bazıları bize bizi dinleyip gülse de arkamızdan, hiç olmazsa kalbimizin saflığını ayakta tutan iyi düşüncelerimiz var hayatımızda.
Peki, görebiliyor muyuz artık yanlışlarımızın yansımalarını..Aksatıyoruz ve erteliyoruz hayallerimizi, bedenimiz çoğu zaman geleceği için fıkır fıkır dolaşsa da gezegenlerde, içimiz geçmişe takılı kalmış bir gözyaşı gibi..
Ama ertelenmiş günleri getirelim artık geleceğe, benim kulağıma bişeyler duyulur gibi;
‘Bir fısıltı duyulur gökyüzünde kuşlar ötüşür, karıncalar taşınır, arılar bal peşinde uçuşur ve güvercinler haberlerini getirir mutlaka umudun gölgesine.’
Hoşçakalın,
Umudun yitmediği sevgilerle..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.