Yolcular Kaptanla Yol Ayrımında
Ömrü kaptanlık yapmakla geçen tecrübeli bir kaptan; düşün peşime, binin aracıma. Sizi gideceğiniz yere götüreyim, uzun bir yolculuk yaptırayım. Araba nasıl sürülürmüş, bir görün. Var mı benden iyi süren? Yeter ki bu koltuğa beni oturtun, bana bu yetkiyi verin. Size konfor vadediyorum. Bendeki bu kaptanlık, her insana nasip olmayacak şekilde bir Allah vergisi. Bana bu yetkiyi vermezseniz, emaneti ehline vermemiş olursunuz. Bunun bedelini de ağır ödersiniz hele falana verirseniz bitersiniz, dedi.
Kaptanı can kulağıyla dinleyen yolcular, başka kaptanların vaatlerini de dinlerler. Kaptanlar kendilerini ifade ettikten sonra yolcuların önüne sandık konur. Yapılan oylamada ilk konuşan ve iyi konuşanın vaatleri çoğunluk tarafından benimsenir. Diğerleri yeterince ikna edici bulunmaz. Sonunda şoför koltuğuna, çoğunluğun oyunu alan oturtulur. Oy versin veya vermesin, yolculuk yapacaklar aracın koltuklarına bir bir otururlar. Yolcuların çoğunluğu, bu şoför iyi şoför, var mı bizim şoför gibisi derken kimisi acaba yapabilir mi diyerek temkinli yaklaşır. Bu şoför yapamaz, bunun foyası arabayı sürerken ortaya çıkar ama elimiz mahkum. Çünkü çoğunluk bunu seçti. Başka da alternatif yok der.
Yolcular tamam olunca kaptan arabayı çalıştırdı. Araç ilerledikçe şoföre güvenenlerin yüzü güldü. Hah şöyle ya. Adam gerçekten şoförmüş, var mı bizim kaptan gibisi dediler. Temkinli yaklaşanlar ve muhalif olanlar, böyle süreceğini kestiremedik. Oy vermedik ama fena da sürmüyor dedi.
Az gittiler, uz gittiler. Bir on saat yolculuk yaptılar. Huzurlu bir yolculuktur bu. Konfor dersen vardı, huzur vardı. Çünkü tüm emniyet tedbirleri alınmıştı. Şoförün kendisine güveni olduğu kadar yolculara da güven verdi. Çünkü şoför tüm trafik kurallarına harfiyen riayet etti. Bu arada kaptanın yardımcıları da on numaraydı. İyi araba sürmesinde kendisine hep destek oldu.
Gel zaman git zaman, bir kaptan seçimi daha geldi çattı. Usta şoför, önceki şoförlüklerimi gördünüz. Sizi hiç mahcup etmedim. Üstelik önceki sürüşlerim çırak ve kalfalık dönemimdi. Bundan sonra benim için ustalık dönemi başlıyor. Verin oyunuzu, sizi ihya edeyim dedi. Yolcular da çıraklığı ve kalfalığı böyle ise kim bilir ustalık dönemi nasıl olur dedi ve oy çokluğuyla kaptanı yeniden seçti.
Kaptan zirveyi kimseye kaptırmadan yoluna devam ediyor ama daha iyi olacak dediği ustalık dönemiyle birlikte değişmeye başlar. Çünkü bu kadar oyu tek başıma ben alıyorum diyerek başına buyruk hareket etmeye ve yol arkadaşlarıyla istişareyi bırakır. Güç zehirlenmesi yaşar. Birlikte yola çıktıklarının en ufak bir öneri ve eleştirilerine tahammül etmez, onları yanında ayak bağı olarak görür. Ardından kendi yükünü alan ve her daim yanında olan yol arkadaşlarını nankör ilan ederek teker teker araçtan indirir ve araçtan indiniz, bir daha bu araca binemezsiniz der, yerlerine yenilerini yardımcı olarak alır. Nasılsa yardımcı ve yolcu sıkıntısı yok. Yolda aracına binmek isteyen niceleri var ve yolda bulduklarını aracına alır.
Kaptan yanına aldıklarıyla girdiği seçimleri eskisi gibi açık ara olmasa da kazanmaya devam ediyor ama aracı eskisi gibi sürmüyor, yolculara eskisi gibi davranmıyor, kırıp geçiriyor. Kaza yaptı yapacak. Çünkü yorgun. Yolculardan canımızı tehlikeye atacaksın, yavaş sür, kurallara uy, hız limitini aşma, bak duvara toslayacaksın homurtuları cılız da olsa çıkmaya başlıyor ama sen misin böyle diyen. Kaptanı sevenler yüksek sesle; nankörler, ne varmış araba sürüşünde. Bunu değiştirip de falan kaptan gelirse görürsünüz gününüzü. Adam uyumadan gece gündüz sizi götürüyor. Size iyilik de yaramaz. Söyler misiniz, eskiden böyle süren var mıydı? Çünkü böyle süren gelmedi. Karışmayın kaptana. Zira kaptan ne yaptığını biliyor. Bizim görevimiz onu eleştirmek değil, koltuklarda yolculuğa devam etmek deyip homurtuları bastırıyor. Bunu gören yolcular yolculuğa devam ediyorlar ama içleri rahat değil. Aman dikkat et demeye bile çekiniyorlar.
Ve kaptanın risklerle dolu uzun maratonu düşe kalka, yalpalaya yalpalaya devam ediyor ama yolcuların tedirginliği had safhada. Canlarının tehlikede olduğuna inanıyorlar ve yarınlarını göremiyorlar. Böyle giderse en iyi kaptan bizim kaptan diyen yolcular dahi giderse gitsin, yerine kim gelirse gelsin deme noktasına gelecek. İşin garibi yolcuların ekseriyetinin gördüğü bu tehlikeyi kaptan ve sevenleri ne görüyor ne kabulleniyor ne de bu seslere kulak veriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.