Sazanı Bol Ülke
İnternetin hayatımızda yaygınlaşması ile birlikte Facebook, Twitter, İnstagram gibi sosyal medya ağları da hayatımıza girdi. Bugün bu platformlarda bir veya birkaçını kullanmayan neredeyse yok gibi. Bu alem sanal olsa da gerçek hayatın nabzı buralarda atıyor. İnsanlar gezinme, paylaşım yapma, yorum yazma, merak, sesini duyurma, gerçek hayatta olup bitenle ilgilenme, eski arkadaşlarını bulma vs. nedenlerle günün önemli bir kısmını bu alemde geçiriyor.
Bu sosyal ağlar üyelerinden herhangi bir ücret talep etmiyor. Hatta ücretsizdir, ücretsiz olmaya devam edecektir açıklamasına yer veriyorlar. Gelirlerinin reklamlardan olduğunu belirtiyorlar. Sorarım size. Bu devirde ücretsiz kim kime hizmet eder? Bilinen bir gerçek var ki bu ağlar ücretsiz. Reklamlardan veya başka yollardan öyle ücret alıyor olmalılar ki paraya para demiyorlar.
Reklam veya başka şekil kazanmaya devam etseler de isteseler üyelerden az veya çok ücret alabilirler. Buna rağmen niçin ücret talep etmiyorlar? Amaçları insanlığa hizmet mi? İnsanlar arkadaş ve takipçi sayısını artırsın, bu alemde tanışsın, bilgi paylaşımı yapsın diye mi bu ağları açıp ücretsiz hizmet veriyorlar?
Herkese açık ve ücretsiz bu ağların bir gizli ajandası olabilir mi? Bence var. Toplumun kimliğini çıkarıyorlar. Bu toplum kimdir, neden hoşlanır, neden nefret eder, yumuşak karnı, kırmızıçizgisi, fikri ve zikri nedir, toplumun hangi kesimi daha güçlü, toplumun sinir uçları nelerdir, hangi konularda galeyana geliyorlar, nasıl kutuplaşıyorlar gibi hususları belirlemek için bu alemlerin devreye sokulduğunu düşünüyorum.
Toplumun kimliğini sanal alem vasıtasıyla çıkardıktan sonra toplum üzerine plan ve projeler hazırlanıp zamanı gelince servis etmek üzere hazır bekletiyorlar olabilir.
Örnek vermek gerekirse, zaman zaman aslı astarı olmayan bazı paylaşımlar servis ediliyor. Bakalım bu toplumun kaçı yutacak, gözü kapalı paylaşacak diye. Mesela “Facebook’un 4.99 dolar olacağına dair” Haber 4 kanalı adı verilerek paylaşım yapılıyor. Bunu haber veren Larry isimli birisine teşekkür ediliyor. Hesabımdan para çekmesine, fotoğraflarımı kullanmasına izin vermiyorum deniyor. Bu asparagas haberi paylaşan paylaşana. Üstelik bu paylaşımı yapanlar arasında “Sen de mi Brütüs” diyebileceğimiz profesörler bile var.
Bu paylaşımı yapanlar, İnternete yazıp Haber Dört Kanalı var mı araştırması bile yapmıyor. Teşekkür ettikleri Larry isimli birisi var mı, bunu da bilmiyorlar. Bunların her birinin iyi bilip uygulamadığı, Hücurat süresi 6.ayettir. Bu ayet bir fasık size bir haber getirirse pişmanlık duymayasınız diye araştırma yapmayı emrediyor.
Paylaşım yapanlardan tanıdıklarımıza bunun aslı yok dediğimizde, “Aslının olmadığını ben de biliyorum ama yine de paylaştım” diyenlerin sayısı da az değil. Bu tipler yoğurdu üfleyerek yiyen, ne olur ne olmaz diyerek kendilerini garantiye almak isteyen tipler. Bunları bir ara çok yaygın olan “Şu eline geçen mesajı on kişiye gönderirsen dileğin gerçekleşir, göndermeyenin evi yandı” mesajlarına çok benziyor.
Bu ve benzeri mesaj, haber ve paylaşım yapanlar, bir toplumda ne kadar sazan var, ne kadarı böyle paylaşımlara atlıyor istatistiğine katkı sağlıyorlar. Bugün inanmadığı şeyi gözü kapalı paylaşan bu insanlar birilerine, zamanı gelince biz her şeyi yuttururuz istatistiği veriyor.
Diyanet oldu olacak, bu tür paylaşımlara atlayan sazanların da etlerinin yenebileceğine dair fetva verse, şu ekonomik girdapta bu millet iki ayaklı sazan yemekten bayram eder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.