Şule Taşkıran

Şule Taşkıran

Ruhumuza Pencere Açmak

Ruhumuza Pencere Açmak

Hayattaki her şeyin bir anlamı vardır takıntılarımızın anlamı olduğu gibi sevgili dostlarım. Yaptığımız davranışlar, söylediğimiz sözler, hal, hareket ve tutumlarımızın bir anlamı var. Şuan günümüz dünyasında takıntılarımız artmaya başladı ve belki de sizlerin de bu takıntıları arttı ve ne yapacağınızı bilemediğiniz için bir araştırma içine girdiniz ve bu yazıyı okumaya başladınız hepiniz hoş geldiniz.

Şimdi bu haftaki konumuz derin ve önemli bir mevzu peki neden ? Hiç bir hastalık boşu boşuna gelmiyor bizlere, Takıntıda bunlardan biri. Her hastalığın bize anlatmaya çalıştığı belli başlı şeyler var ancak çoğumuz bir şey geldiğinde onu anlamaya çalışmaktansa, onu eleştirmek, bıktım artık bundan demek ve sürekli şikayet etmek, sürekli mağdur duruma girip bundan rahatsız olup ağlamak bir noktada bize yeterli geliyor peki neden? Biz rahatsız olduğumuz konuda 2 türlü reaksiyon alıyoruz .Ya bununla başa çıkmaya çalışıyoruz, ya da karşılaştığımız durum neyse şikayet edip ağlamaya devam ediyoruz. Peki , Takıntılar hangi noktada ortaya çıkıyor biliyor musunuz?

Biz kendimizle ilgili bazı şeyleri çözemediğimizde zihnimiz bu bastırdığımız duyguları, düşünceleri yada davranışları bir takıntı yoluyla dışarıya vuruyor askında. Yani bir noktada takıntılarımızın oluyor olması aslında sağlıklı bir durum yani bu da olmasa beynimiz iflas noktasına gidecek ve çok daha kötü bir yerde kendimizi görmüş olacağız. Evet bazı değişimler bazı olumsuz durumlar içerisinde olabilirsiniz ancak bu takıntıların size ne anlatmaya çalıştığını fark ettiğinizde ve ona göre hayatınızda değişiklikler yapmaya başladığınızda işte o zaman ciddi anlamda hem kendine temas etmeye başlarsınız ben hem de yaşadığın durumu çözmeye başlayacaksınız.

Takıntılarımızı biz kontrol edemediğimizde ne yazık ki onlar bizi kontrol etmeye başlar ve hayatımızın rutini bozulur. Duygu durumumuz değişmeye başlar sadece takıntı edindiğimiz konu neyse ona odaklanmaya başlarız takıntı dediğimiz şey 2 türlü oluşmaktadır. Bunlara genellikle Opsesyon ve kompasif bozukluklar olarak biliniyor. Opsesyon dediğimiz şey aslında zihnimizde var olan düşünce tekrarıdır. Örneğin; içinden şunları söylemezsem başıma kesinlikle kötü bir şey gelecek yani zihnimizde bir ses sürekli size herhangi bir düşünceyi 3 yada daha fazla tekrarlamanı söylüyorsa içindeki ses sana komut veriyorsa ve bunu yapmadığımızda büyük bir suçluluk duygusu duyup kendine onu yapmayı adapte ettiğimizde işte bu takıntılarımızdan biri olmaya başlıyor. Yani obsesyon düşünce takıntıları olmaya başlıyor kompasif dediğimiz durum ise davranış takıntılarıdır. İnsanlar en fazla bunu yaşamaktadırlar. Örneğin temizlik takıntısı kişi sürekli temizlik yapmak ister ve sanki her yerin pislik içinde olduğunu düşünür böylece bir girdabın içine girer bu kişilerin elleri yoğun deterjan kullandıkları İçin kupkurudur ve egzama başlamıştır birde Düzen takıntısı vardır; bulunduğu ortamda her şeyi düzenlemek isteği vardır bundan dolayı bir türlü oturamaz, yatamaz, kalkamaz , evinde rahat edemez her yer bozulacak diye düşünür ve her yerin harika olmasını ister ve durumlar insan hayatlarını oldukça kötü etkiler. Eğer sizde bunları yaşıyorsanız bunların bir anlamı vardır. Genelde bu insanlar dış dünyasını değiştiremediği için ve insanlara hayır diyemediği için bulunduğu ortamını değiştirmeye çalışır ve kendi alanında değişiklik yapmaya çalışır ve ne yazık ki insan ilişkilerini de etkiler, misafirliğe gidemez, gittiğinde bir başkasını çağırmaz bazıları da dışarıya gidebilir ama evine kimseyi çağırtmaz çünkü dışardan gelenler evine mikrop getireceğini düşünür bu şekilde sosyal ilişkileri de etkilenir bunun İçin kişi kendini eve kapatır bu durum hemen geçmez ama nasıl düzeltebiliriz konusunda önerilerimiz bulunmaktadır. Örneğin 20 kez koltuğu siliyorsak kendi kendimize şöyle diycem ilk gün sadece 10 defa 2.gün sadece 5 defa 3. gün sadece 3 defa sileceğim diyerek zihnimizde kademeli olarak bunu azaltmaya başlıyoruz birden bire hiç silmeyeceğim duygusu size kendinizi kötü hissettirir. Düşüncenize 20 kez yaptığınız bir eylemi şimdi hiç yapmayacak olmanız sizi aşırı derecede zorlayacağı İçin bu duyguyla baş etmeniz çok ta mümkün olmayacaktır. Ve koltuğu tekrar 20 kez silmeye başlayacaksınız onun İçin zihnimize şok etkisi yaratarak değil yavaş yavaş o duyguyu sindire sindire bunu hayatımıza uygulamak çok daha mümkündür. Bunu yaptıktan sonra kendinize küçük küçük hedefler Koyun eğer çok sık el yıkama alışkanlıklarınız varsa aynı bunda da bu şekilde davranabilirsiniz yani yıkama sayısını her gün biraz daha azaltabilirsiniz. Kademeli kademeli azaltmak sizler için çok daha iyi olacaktır.

Şimdi sizlere bahsedeceğim şey zihnimizin meşgul olabileceği bir şey olmadığı zaman ne yazık ki takıntılara daha fazla yoğunlaşmaya başlıyoruz. Kendimize hobi edinmeliyiz Bunlar resim yapmak, doğada yürüyüş yapmak , evde pasta , börekle uğraşmak yada arkadaşlarla dışarda aktiviteler yapmak çok iyi gelecektir. Eğer dışarı hiç çıkamıyorsanız kendinize hedef belirleyin markete, bakkala gitmek için önce 5 dk sonra 10 dk dışarı çıkın yani kademeli kademeli öğretmeliyiz zihnimize. Herhangi bir şeyle uğraşımız yoksa ne yazık ki tüm odak noktasını tek bir şeye veriyoruz ve Buda bizi ne yazık ki hastalatıyor.

En önemli kuralımıza geldik Bağ Kurmak…Bağ kuramadığımız zamanlarda kendimizi belli başlı şeylere veriyoruz örneğin temizlik yapmak, tek birleşe odaklanmak gibi. Dış dünya ile bağ kuramadığımız zaman iç dünyamızı düzenlene duygusunu hissediyoruz. Bağ Kurmanın iyileştirici bir gücü vardır bunun için her bağ kurduğumuzda insanlara temas ettiğimizde karşılıklı bir şekilde sohbet ettiğimizde paylaşımlar içinde bulunduğumuzda güvenli bir ilişki oluşturduğunuz zaman çok enteresan bir şekilde zihnimizin arındırınız yavaş yavaş iyileşmeye başladığını hissedersiniz. Şimdi Son kez söylüyorum sevgili dostlarım her bir takıntımızın, her bir rahatsızlığımızın bir anlamı vardır, sebebini bulmak istiyorsan kendinizi bildiğiniz yaştan şuan ki yaşınıza kadar kendinizi sorgulayın.

Hayatınızda en çok yapmak isteyip te bir türlü eyleme geçiremediğiniz ne varsa işte Doğru Nokta orasıdır, başlangıç noktası orasıdır oraları yavaş yavaş değiştirmekle hayatınıza adım atabilirsiniz. Hiçbir şey imkansız değildir. Bu zamana kadar yapamamış olabilirsiniz şimdi kendinize lütfen şu kelimeyi öğretin HENÜZ… Ben bu kelimeyi çok severim evet bu zamana kadar bunu henüz bilmiyordum ama bundan sonra öğreneceğim henüz bilmiyordum demek şuana kadar bilmiyordu ama bundan sonra yapabilirim duygusu insana olumlu bir mesaj içeren kelimedir.

Sağlıcakla kalın Hoş çakalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Şule Taşkıran Arşivi
SON YAZILAR