Zeynep Asu Bardakcıoğlu

Zeynep Asu Bardakcıoğlu

Kuantum Düşünce Tekniği

Kuantum Düşünce Tekniği

Kuantum Düşünce Tekniği

Bu hafta kuantum düşünce tekniğine küçük bir dokunuş yapmak istedim. Kuantum düşünce, üst nitelikli bir düşünce tekniğidir. Bireylerin hayatlarımı değiştirmek adına bilinçaltı düşünce kalıplarını değiştirmesi bir nevi dünyaya bakış açılarını yeniden yapılandırmasıdır. Kendimizi tanımaya başkalarını anlamaya, evrensel sistemin işleyişini fark etmeye, mevcut enerjimizi dengelemeye yardımcı olur.

Öyle bir dünya ki matematiksel hesaplamalar dışında her şey yanlış gibi ve enerjiden tutun insana kadar her şeyi etkileyen bir karmaşa… Elektronların dünyası da değil aslında kuarkların, elektriksi iplerin dünyası gibi bu dünya.

Aslında hep var olan şu an ki teknolojimizi sağlayan dünyanın sadece biz yeni farkına vardık. Felsefenin dünyasına ilk girdiğinizde nasıl kafanız karışıyorsa bunda da öyle. Felsefenin sayısal ve daha karmaşık hali diyebiliriz.

Klasik fizikle, kuantum fiziği arasındaki temel ayrılığı açıklamak gerekirse, klasik fizik “evrende madde ve enerji var” derken; Kuantum fiziği “evrende her şey sadece ve sadece enerjiden oluşmaktadır” diyor ve enerji madde halindeki sıkıştırılmış enerjinin formunu değiştirebilir.

İkiz maddecikler olarak birbirlerini hissettiklerini düşünün. Bu parçalardan birini evrenin bir ucuna diğerini başka bir ucuna koyun. Birinde oluşan tepkimenin aynısı diğerinde de aynı anda olacaktır (sıfır saniyede). Bu bana göre evrenin her köşesinin zamandan uzak bir noktada bağlı olduğunu hissettiriyor. Buradan yola çıkarsak evrendeki en güçlü enerji düşsel enerjidir. Hepimiz yaşamışızdır. Birisini düşünürsünüz zaman, mekan algısı olmadığı için ya sizi arar, ya da karşınıza çıkar.

Bizler normal yaşantımızda var olan enerjimizi sürekli isteklerimize değil de, istemediklerimize yönlendirdiğimiz için elimiz her defasında boş kalıyor. Çünkü biz nereye bakarsak, neyi düşünürsek düşüncelerimiz projeksiyon cihazı gibi baktığımız alanı genişletmekte. Durum böyle olunca bizim sorunlar küçülmek yerine büyümeye, çoğalmaya doğru yol alıyor. Bir de bunları bilinçaltı olumsuz kodlarımızla destekleyince daha da çıkmaza giriyoruz.(Çok para haramsız olmaz inancı gibi.) Bu düşüncenin var olduğu kişiye çok para neden gelsin. Çünkü bizler yetişme tarzı olarak harama karşı desturlu yetiştiriliyoruz. Böyle bir bilinçaltı programı olan kişiyi bilinçaltı günahkar olmamak adına zenginlikten uzak tutacaktır.

Tüm olaylar, yaptığı işler, tanıştığı kişiler onu zenginlikten alıkoyacak şekilde dizayn edilir. Ta ki bu ‘kök inanç’ bulunup değiştirilinceye kadar. Uğraşıp bir türlü zenginliği, başarıyı yakalamayan insanlara baktığımızda başarısızlıklarına veya zenginliklerine engel olan ‘kök inançların’ olduğu ve bu inançlar değiştiği an kendilerine oluşturdukları koca, katı bir kabuğu kırıp attıkları an, önleri açılmaya başlıyor. Tek bir düşüncenin değişmesi bile zaman, mekan kavramı olmayan evrenle bütünleşip geçmiş ve geleceğimiz şifalanıyor.  

Bilinçaltının, düşüncelerimizin ne denli önemli olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bu kadar veri varken, boyut atladığımız, farkındalığımızın arttığı bu dönemde bizlerin de bu bilinçle hayatımızın direksiyonunu elimize alma zamanı gelmedi mi daha?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zeynep Asu Bardakcıoğlu Arşivi