Zeynep Asu Bardakcıoğlu

Zeynep Asu Bardakcıoğlu

Her nefeste içimize frekans çekeriz

Her nefeste içimize frekans çekeriz

Her nefeste içimize frekans çekeriz

Dünyayı ve bizleri alarma geçiren” Corono” Virüs Çin’in Hubei eyaletinde yer alan Wuhan şehrinde ortaya çıktı. “Huanan” isimli bir deniz ve et ürünleri pazarından kaynaklandığı düşünülen virüsün, öldürücülüğü düşük olsa bile yayılma hızı daha önce ortaya çıkan virüslere oranla çok daha hızlı. Burada bizlere yaşatılan korku, endişe, panik duygusuyla ülke olarak enerjimizi betaya çekip korku odaklı kontrol sistemi devreye giriyor. Kollektif bilinçle hepimiz aynı duyguların esiriyiz ve farkında olmadan negatif alana teslimiyet göstermek zorunda kalıyoruz. Kollektif bilinçle hepimiz birbirimizin düşüncelerinin esiri oluyoruz. Genel enerji seviyemizin yükselmesi demek bize ve çevremize de  büyük anlamda katkı sağlayacak. (Kollektif bilinç terimi, grubun ortak düşünce, istek ve heyecanlarını temsil eden ortak bir bilinci ifade etmektedir. ) Aslında  kolektif bilinçaltı kavramının temelinde, toplumlara ait ortak anılar yatar. Atalardan aktarılan tüm bu bellek bizim bazı korkularımızı harekete geçirebileceği gibi olumlu yönde de katkıda bulunabilir. Bu bilgilerin ışığında korkuların da atalardan miras olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bizler sükunetle almamız gereken tüm tedbirleri alıp, sorumluluğumuzun bilincine varıp korku alanından çıktığımız an, enerjimizi bir üst seviyeye taşımış oluruz. Korku, kaygı, panik enerjisinden çıkmamız  dünyanın küresel enerji seviyesini yükseltmemize de katkısı olacaktır. Bu gücü fark etmek ve dünya evrimine katkıda bulunmak çok da zor değildir. Teslimiyet gösterip akışta kalmak pozitif enerji alanımızı muhafaza etmemiz bizi ve ülkemizi virüs ve benzeri durumlara karşı daha dirençli hale getirecektir. Bizler mutlu ve sağlıklı olmak için gereken şeylere zaten sahibiz. Esas olan zarar gördüğümüz zamanlarda yeniden dengeye gelebilmek için ruh, zihin, beden birliğini şifalayacak vakti kendimize ayırabilecek halde olmamızdır. Gerisi ise çok kolay, evrenin bize hediyesi olan bolluk ve bereket enerjisiyle kendimizi yeniden iyi hissetmemiz an meselesi! Eve kapandığımız bu süreçte Niyet: Önce niyet.. Frekansımı yükseltmeye, iyi bir halde ve sağlıklı olmaya niyet ediyorum.” Teslimiyet: Frekansımızı düşüren olaya teslim olmak, atılabilecek çok kıymetli adımlardan biri... Doğa: Doğada direnç yoktur. Doğaya çıkabilir, kendimizi doğanın sevgisiyle ödüllendirebiliriz. Aromaterapi: Kokulu mumlar ve buhurdanlıkta yaktığımız yağlarla bulunduğumuz ortamınkini ve kendi frekansımızı yükseltmek için yardım alabiliriz. Meditasyon: Düşüncelerimizin önce bir çağlayandan dökülüyorcasına aktığı ve sonrasında sessizliğin hakim olduğu, bizi bizden alıp götüren güzel meditatif bir çalışma yapabiliriz. Müzik: “Müzik ruhun gıdasıdır” ifadesi tesadüfen söylenmiş bir söz değildir. Frekansımızı yükseltecek müzikler dinleyerek şifalandığımız, yeni ve dengeli halimizi kutlayabiliriz. Nefes: Her nefeste içimize frekans çekeriz. Burnumuzdan derin bir nefes alalım ve verirken tüm nefesle birlikte kaygı ve endişelerimizi de serbest bırakalım. Bizler fiziksel bedendeki ruhlarız. Sağlıklı bir beden ve ruh olarak yaşayabilmemiz için, fiziki kurallara ve ilkelere uyum sağlamak bizim yararımıza olacaktır. Sağlık ve huzur her daim bizimle olsun!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zeynep Asu Bardakcıoğlu Arşivi