Memur Zammına Bir de Bu Açıdan Bakalım!
Hükümet ile kamu çalışanları adına 21 gündür süren toplu sözleşme görüşmeleri sona erdi. Hükümetin teklif ettiği zam oranları memurlar nezdinde pek makbul görmedi. Verilen zam oranları eleştirilebilir. Bundan doğal olanı da yoktur. Zira kamu adına iş yapanlar eleştirilmeyi de kabul etmiş olurlar.
Hükümeti ve memurları temsilen toplu sözleşmeye katılan yetkilileri eleştirelim eleştirmesine. Fakat sınırları zorlamamak gerek diye düşünüyorum. Yapılacak eleştirilerin seviyesini korumak lazım. Eleştiri yaparken ülkenin şartlarını, yetkili konfederasyonun yaptırım gücünü de hesaba katmak lazım. Toplu sözleşmede patron devlettir, o ne söylerse o olur, ötesi de mümkün değildir. Yetkili konfederasyonun elinde ne var? Grev-lokavt hakkı var mı? Hayır. 21 gün içerisinde hükümetin teklif ettiğini kabul etti etti. Yoksa Kamu Hakem Kuruluna gidiyor. Daha önce olmadı mı bu? Oldu. Hafızaları yoklayım bir. Uzlaşı çıkmayınca Kamu Hakem Kurulu, hükümetin verdiğinden daha aşağıda bir zam oranını onaylamıştı hatırlarsanız.
2 yıl sonra seçim üstüne seçim yapacak olan hükümet seçim ekonomisi uygulamak yerine enflasyonla mücadele yolunu seçti. Enflasyonla mücadele eden hiçbir hükümet memuruna fazlasını vermez. Mevcut hükümet geldiği andan itibaren ne zaman fazla zam oranını telaffuz etti? Hiçbir zaman. Doğru ya da yanlış planladığı bütçe çerçevesinde hareket ediyor. Kamu çalışanlarının hoşuna gitmese de durum bu. Ülkeyi değil de seçimi düşünse hükümet fırsat bu fırsat deyip pekala memurların beklentisi zammı verebilirdi. Ama vermedi. Ne bu gün, ne dün, ne de yarın.
Sosyal medyada yapılan yorumlara şöyle bir göz attım. Hem hükümete, hem de yetkili sendikaya vuran vurana. Yetkili konfederasyonun üyeleri de bu kervana katılmış, vuruyor da vuruyor. Kime? Bağlı bulunduğu sendikanın yöneticilerine. Biraz insaf demek lazım. Hangi sendika başkanı bu durumdan memnun olur? Hangi başkan memurlara yüksek zammı talep etmez? Sonra yetkili konfederasyonun yapabileceği bir şey var mı? Haydi diyelim ki masaya yumruğunu vurdu, masayı terk etti. Sonuç? Sonucu daha önce gördük. Öyleyse hükümet ve yetkili sendikayı eleştirirken ülkenin zam politikasını, herkesin yetki ve güç alanlarını hesaba katalım. Ondan sonra ne diyeceksek diyelim.
Bence zammı eleştirmekten ziyade toplu görüşme mantığını masaya yatırmak lazım. Üyelerin sendika aidatının devlet tarafından verildiği bir ülkede sendikaların ağırlığı olmaz. Kendi cebinden bağlı olduğu sendikaya para vermeyen üyenin ağırlığı olmaz. Hükümetlere paralel olarak büyüyen veya küçülen sendikaların ağırlığı olmaz. Grev ve lokavt hakkı olmayan sendikaların ağırlığı olmaz. Bunları konuşalım önce. Bunları değiştirmeye çalışalım, yoksa iki yıl sonra yapılacak toplu görüşme/sözleşme yine bundan farklı olmayacaktır. Hükümetler ve yetkili konfederasyon değişse de durum aynı olur. Yetkin ve ağırlığın kadar yer yakarsın. Gerisi lafı güzaftır. 22/08/2017
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.