UNUTTURULAN TEVFİK FİKRET
18 Ağustos pazartesi günü Tevfik Fikret'in 99. Ölüm yıldönümüydü. Basın yer vermedi ama İlgi gösterip ananlar oldu mu bilmiyorum.
Halktan yana sanat yapması ve oğlu Haluk'un papaz olması nedeniyle Tevfik Fikret'i unutturanlar oldu. Unutuldu da. Oysa Tevfik Fikret'in yazdıkları, yalnız o güne değil, bu güne de ayna tutmaktadır. Tevfik Fikret'in şiirleri güncelliğini koruyor eskiyen yalnızca kullandığı sözcüklerdir.
Bazı dar görüşlü kişi ve topluluklar Tevfik Fikret'i hiç sevmedikleri gibi ona çamur da atarlar. Oğlu Haluk'un papaz olmasından ve kendisinin kaderci bir anlayışa, sürü kültürüne karşı gelmesinden dolayı çoğu dar görüşlüler, Tevfik Fikret'e "Dinsiz Fikret, Allahsız şair" derler. Oysa o, içi insanlar tarafından boşaltılmış dinlere değil Allah'a inanır.
Tevfik Fikret'in Meşrutiyet döneminin önemli şairlerinden olduğu tartışılmaz. Türk şiirine özde ve biçimde yenilikler getirmiş doğru bildiği yolda yürümüş bir şair, bir eğitimci, bir eylem adamıdır.
"Kimseden ümidi feyz etmem dilenmem parubal- Kendi cevvim kendi eflakım kendim tairim- inhina tavkı esaretten girandır boynuma- Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim." Diyen Fikret, kendi kişiliğini ve sanatını çok somut biçimde ortaya koyar. Bu dizeleri yazan şair; hiç kimseden mevki, makam, iyilik beklemez, kendi kanatlarıyla kendi gök kubbesinde uçarak hedefine doğru yol alır, tutsaklıktan- tutsak düşüncelerden uzak olup özgür düşünen, vicdanının sesine uyan, kimseye eyvallah etmeyen bir şairdir.
Tevfik Fikret, geleneksel aruz ölçüsüyle serbest ölçüyü birleştirerek önemli şiirler yazmıştır. Ustalık döneminde öz ve biçim üzerinde yaptığı yeniliklerde Fransız şiir kurgusunu örnek almış ilk şairimizdir.
Bazı şiirleri günümüz Türkçesine aktarılıp daha anlaşılır hale getirilmiştir. Ancak, Tevfik Fikret'in bütün şiirlerinin günümüz Türkçesine aktarılması gerek. Çünkü Tevfik Fikret unutturulmuştur, zaten okumayan bir toplumuz ve gençlerimizin okumaya ilgisi az. Bu yüzden Tevfik Fikret unutturulmamalı ve her olanakta yeniden gündeme getirilmelidir.
Şairliğinin yanında Tevfik Fikret'in siyasi bir duruşu vardır. Deşelediği toplumsal konular sarayı rahatsız etmiş her zaman gözaltında tutulmuştur. Bir zamanlar İttihat ve Terakki örgütü içinde yer alan Tevfik Fikret örgütten ayrılarak Aşiyan ismini verdiği evinde inzivaya çekilmiştir.
Tevfik Fikret çok yönlüdür. Şairdir, eylemcidir, öğretmendir, gazetecidir, devrimcidir. Çok yönlü olan şair; bu özelliklerini hep halk için, eğitim için, halkın uyanması için, özgürlükler için kullanmıştır.
Serveti Fünun dergisi içinde ve yönetiminde bulunan Tevfik Fikret, yeni bir çığır açarak bu derginin yeni bir ekol olarak yayılmasını sağladı. Sonraları arkadaşlarının desteğiyle Tanin gazetesini çıkarmaya başladı. Ancak, gazete siyaseten İttihat ve Terakki'ye yakınlaşmaya başlayınca kızıp gazeteden ayrıldı.
Son yıllarını şeker hastası olarak geçiren Tevfik Fikret, Rumeli Hisarı'nda planını kendisinin çizdiği aşiyan (kuş yuvası) dediği evinde 18 Ağustos 1915 günü dünyaya gözlerini yumdu. Mezarı aşiyandadır, evi de müze yapılmıştır.
Bundan sonra Tevfik Fikret için yapılması gerekenler; Şairin sıkça gündemde tutularak ve şiirlerinin bütününün günümüz Türkçesiyle yayımlanıp gençlere tanıtılmasıdır. Çünkü Tevfik Fikret unutulacak ya da unutturulacak bir şair değildir.