Kaçak tütün ve tütün ürünleri
Tarımsal üretimin ve ekonominin temel taşlarından birisi de tütündür. Tütünün birçok cinsi ve en kalitelileri Türkiye’de yetiştirilmektedir. Osmanlı devletinin son döneminde tütün ve tütün ürünleriyle ilgili yasal düzenlemeler reji idaresi adı altında bir Fransız şirketinin elinde ve denetiminde bulunuyordu. Cumhuriyet kurulduktan sonra reji idaresi kaldırılıp yerine inhisar idaresi kurularak devletleştirildi. Daha sonra TEKEL adını alacak olan bu kuruluş tütün ve tütün ürünlerini, alkol ve alkollü içkileri, tuz, kibrit üretim işlerini yasal zeminle düzenliyor ve denetliyordu. Turgut Özal dönemine kadar TEKEL denetiminde tütün ekiliyor ve yalnızca bu kuruma satılabiliyordu. Ülkemizin Karadeniz, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolunun dağlık güney kesimlerinde çok ekilen tarım ürünlerinden olan tütün üstünden para kazanıp çoluk çocuk besleyenler çoktu. Hadim, Aladağ yöresi de en çok tütün tarımı yapılan yerlerdendi. Kaçak tütün ekmenin, bulundurmanın ve satmanın ağır cezaları vardı. Buna karşın tütün ekicileri TEKEL için üretim yaparlarken göz yumulacak ölçüde kendileri için de tütün ekerler ve kaçak satarlardı. Bu da tütün üreticisi için küçük bir ek kazanç olurdu.
Turgut Özal'ın başlattığı özelleştirmeler ile liberal- kapitalist düzenin serbest rekabet ekonomisi; varsılı daha varsıl yaptı, yoksul daha da yoksullaştırdı. Tarım ve hayvancılık bitti. Böylece kırsal kesimin işi de bitti..
Turgut Özal döneminde TEKEL kuruluşları yok pahasına satılınca, yaklaşık 35 yıldır Türkiye tütünü üzerine büyük oyunlar oynanmaktadır.
Dünyaca tanınmış kaliteli Türk tütünü; İkisi Türk ortaklı olmak üzere İngiltere, Amerika, Kore ve Japonya kapitalistlerine peşkeş çekildi. Yani Türkiye'nin tütün üreticileri beş sigara ve tütün şirketinin sömürü düzeni altındadır. Bu şirketler Türkiye’den tütün almıyorlar. Üreticinin yüklü tütün satabilecek bir pazarı da olmadığından tütün ekimi de bitmek üzere.
Bu beş şirket Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki fabrikalarda sigara üretiyorlar. Üretilen bu sigaralar Türkiye iç pazarında satıldığı gibi yurt dışına da satılıyor. Kimi sigara paketlerinin üzerlerine EXPORT yazılarak yurt dışına çıkarılıyor. Kimine hiç yazılmadan kaçak olarak yurt dışına gidiyor. Yurt dışından Türkiye sınırındaki batı ülkelerinin eline geçen bu sigaralar kaçak olarak Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere Azerbaycan ve Türkiye'ye de satılıyor. Yani Türkiye'de üretilen tütün ve sigaralar dönüp dolaşıp yine Türkiye'ye geliyor. Bunun yanında Azerbaycan, Ermenistan, Bulgaristan, Almanya’da üretilen tütün ve tütün ürünleri de kaçak yollarla Türkiye’ye sokuluyorlar.
Onca denetim ve operasyona karşın bu kaçakçılık önlenemiyor. Önlenemez de. Çünkü çoğu yasal yollarla yurt dışına çıkarılan sigaralar yasal olmayan yollarla yine geri geliyor. Arada birileri de bol para kazanıyor. Bütün önlemlere karşın bu trafik öyle karışık ki; en başta sigara üreten şirketlerin denetimi yapılmadıkça bu kaçakçılıkla baş edilemez. Ne kadar sigara üretildi, ne kadarı iç pazara, ne kadarı dış pazara satıldı bilen yok.
Türkiye ve Azerbaycan'da üretilen sigaralarının kaçakçılık merkezlerinden biri Bulgaristan'dır. Bunun yanında Yunanistan, Arnavutluk, İtalya gibi ülkeler de bu işlerin en yoğun yapıldığı yerlerdendir. Çoğu deniz yoluyla gelen kaçak sigaralar Irak, Suriye, İran gibi ülkeler aracılığıyla Türkiye'ye sokulmaktadır. Türkiye ekonomisi üstüne oynanan en somut oyun tütün ve sigara oyunudur.
Sigaraya yapılan yüklü zamlar ve yüklenen vergilerden dolayı tiryakiler kaçak sigara satıcılarından ucuz kaçak sigara almaya yönelmekteler. Normal değerinin dörtte bir parasına her marka kaçak sigara bulmak mümkündür. Açıkça görülüyor ki; kaybeden Türkiye Cumhuriyeti devleti ve tütün üreticileridir.
Bir de bu sömürüden kazananları sayalım: Kimi yerli ortaklı olan yabancı beş sigara şirketi, yerli yabancı kaçakçılar, bilinen terör örgütleri, Ortadoğu ülkelerinin ekonomisine yön veren yasadışı örgütler, kaçakçılığı meslek edinmiş doğu ve güney doğu insanları…