Halis Özdemir

Halis Özdemir

Salı Hadisimiz 

Salı Hadisimiz 

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah’ın salât ve selâmı üzerle­rine olsun, önceki peygamber­lerden biri düşmanla savaşmaya (cihada) çıktı. (Hareketinden önce) ümmetine şöyle seslendi: - Bir hanımla evlenmiş olup onunla henüz gerdeğe girmemiş olan, yaptığı evin henüz çatısını çatma­mış olan, gebe koyun veya deve alıp yavrulamasını bekleyen kimse peşime düşmesin! Bu sözleri söyledikten sonra yola çıktı. İkindi sularında (düşman) yurduna vardı. Güneşe hitaben:

- Sen de ben de emir kuluyuz dedi; sonra:

Allah’ım onun batmasını geciktir, diye dua etti.

Bunun üzerine orayı fethedinceye kadar güneşin batması geciktirildi. (Nihayet) ganimetler bir araya ge­tirildi. Onları yakmak için gökten ateş indi fakat yakmadı. Bunun üzerine Peygamber:

- İçinizde ganimetten mal aşırmış olanlar var. Haydi her kabileden bir temsilci benimle tokalaşıp bîat etsin! dedi.

Tokalaşma esnasında bir kişinin eli peygamberin eline yapıştı. O zaman Peygamber:

- İhanet eden sîzdedir. Derhal se­nin kabilene mensup kişiler gelip bana bîat etsinler! dedi.

Bîat esnasında iki ya da üç kişinin eli peygamberin eline yapıştı. Bu defa onlara:

- Aşırılmış olan mal sizde! dedi. Adamlar, sığır kafasına benzer altından yapılmış bir baş getirdiler. Peygamber onu öteki ganimetle­rin içine koydu. Ateş de hepsini yaktı, kül etti. Zira ganimet bizden önce hiç bir peygamber (ve üm­metinle helâl değildi. Allah Teâlâ zaaf ve aczimizi bildiği için onu bize helâl kıldı.”

(Buhârî, Humus 8; Müslim, Cihâd 32)

Açıklamalar

Hadiste sözü edilen peygamber -Kâdî İyâz’a göre- Yûşa’ aley- hisselâm’dır. Fethettiği şehir de Filistin’deki Erîha’dır.

Güneşin geç batması, Allah diledikten sonra olmayacak şey değildir. “Sen de ben de emir kuluyuz” ifâdesi, her şeyi anlat­maya yetmektedir. Biri Hendek Gazvesi’nde, diğeri İsrâ ve Mi’rac gecesi sabahında aynı olayın Hz. Peygamber için de gerçekleşti­ği kaydedilmektedir. Olayı fizik kanunları çerçevesinde tartışmak gerçeği değiştirmez. Samimiyet, imkânsızlıklar içinde imkânların doğmasına vesiledir. Hadisimizde verilmek istenen mesaj budur. Ayrıca hadisteki “evlendiği ha­nımla henüz gerdeğe girmemiş, yaptığı evin çatısını çatmamış ve aldığı hayvanlar henüz yavrulama­mış olanlar"ın, yani kafası ve gönlü bir şeylere takılı bulunanların harbe çıkmaması emri, bu haller yapılan işe sıkı sarılmayı yani sıdkı ve sadâkati önleyeceği içindir. Niyet ve uygulama bütünlüğü yani dürüstlük olmayınca başarı da söz konusu olamaz. Hele savaş gibi çok önemli ve tehlikeli bir iş, tam anlamıyla kendini vermek ister.

Azim ve sebat ister. Zafer de ancak böyle sağlanır. O halde ciddi işler, tam anlamıyla o iş için hazır olanlara verilmelidir. Ganimetin geçmiş üm­metlere haram kılınması, savaşın sırf savaş olarak yapılmasını sağlamaya yöneliktir.

Hadisin açık anlamına biraz ters gibi görünse de ganimetin sadece Muhammed ümmetine helâl kılınmış olmasını, sıdk ve ihlâs konusunda bu üm­metin, öteki ümmetlerden üstün ve önde olduğuyla izah mümkün­dür. Ganimet, harbe ganimet elde etmek sevdasıyla gitmesinler diye önceki ümmetlere helâl kılınma­mıştır.

“Bizdeki zaaf ve aczi bilen Allah onu bize helâl kıldı” beyânı, yasak olması halinde geçmişte birkaç kişinin tevessül ettiği, ganimetten mal aşırma fiilinin, müslümanlar arasında daha yoğun şekilde görüleceği için helâl kılındığını an­latmakta olsa gerektir. Eğer böyle ise, ganimetin helâl kılınması, müs- lümanları niyet açısından dürüst­lüğe sevketmek amacına yönelik olmalıdır. Eskiden kurbanları ve
ganimetleri gökten inen bir ateş yakardı. Bu, kurbanın ve ganime­tin kabul edildiğini gösterirdi. Eğer yakmazsa, hadiste görüldüğü gibi, bir ihânetin veya kusurun bulun­duğuna hükmolunurdu.

Biat esnasında kabile temsilcisinin ve bizzat hırsızların ellerinin pey­gamberin eline yapışmasını bugün psikolojik yöntemlerle suçluyu tesbit çalışmalarına benzetebiliriz. Suçlunun telaşlanıp kendisini belli etmesine yardımcı olan metodlar pek eskiden beri değişik şekiller­de uygulanagelmektedir. Hadi­simizdeki uygulama da onlardan biridir.

Hadisten Öğrendiklerimiz

  1. Hz. Peygamber, geçmiş pey­gamber ve ümmetlerden misaller vererek ümmetini eğitir.
  2. Hâlis olmayan amelleri Allah kabul etmez.
  3. Harbte elde edilen ganimet helâldir.
  4. Taksimden önce ganimetten bir şey almak haramdır.
  5. Yapılan işe gönülden yönelmek gerekir. Zira atalarımız ne güzel söylemişlerdir: “Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya da baş!" 6. Başarı, samimiyetin bir sonucu­dur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halis Özdemir Arşivi