Gürcan Yandımoğlu

Gürcan Yandımoğlu

Yeteri Kadar İyi Konuşabiliyor Muyuz?

Yeteri Kadar İyi Konuşabiliyor Muyuz?

Anadolu'da Bugün Gazetesi'nin çok değerli takipçileri, geçen haftaki yazımda kişiler arası iletişimde konuşma eyleminin daha baskın olduğundan ve etkin dinlemenin yeterince yapılamadığından bahsetmiştim.

Peki konuşmayı bu kadar sevmemize rağmen sizce yeterince anlaşılabiliyor muyuz?

Bu sorunun cevabı konuşma becerimizin ne kadar iyi olduğunda saklı. Çok konuşmak anlatmak istediğimiz şeylerin karşı tarafta tam olarak anlaşılmasını sağlar dersek yanılmış oluruz.

Yapılan araştırmalar, insanların dinleme kapasitesinin, konuşma kapasitesinden yaklaşık üç kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Buna rağmen karşı tarafı dikkatimiz dağılmadan ve ne söylediğini tam olarak anlayamadan dinleyemiyoruz. Bunun birinci sebebi dinleme becerimizin yeterince gelişmemesi, ikinci sebebi ise karşımızdaki bireylerin iyi bir konuşmacı olmamasıdır.

Akıcı ve anlaşılabilir bir şekilde konuşabilmek, kendini dinletebilmek ve daha da mühimi tam olarak anlaşılabilmek önemli bir iletişim becerisidir. Ancak pek çoğumuzun bu konuda gelişim alanları mevcuttur.

Etkili bir konuşma için dikkat edilmesi gereken konular vardır. Özellikle ses tonu, beden dili ve ne söylendiği ön plana çıkan faktörlerdir.

Bu üç faktörün etkili bir konuşmadaki ağırlıklarına bakıldığında ise uygun beden dili kullanımının %55-60, ses tonunun %30-35 oranında etkili olduğu, ne söylendiğinin ise %5-10 arası etkisi olduğu ölçülmüştür. Kısacası ne anlattığımızdan çok nasıl anlattığımız, muhataplarımızın bizi anlamasından çok daha belirleyici bir role sahip.

Gelin şimdi öncelikle beden dilini nasıl kullanmamız gerektiğini daha detaylı bir şekilde ele alalım.

Beden dili, sözlü iletişimi daha etkili hale getirmek amacıyla iletişime bedenimizi de katarak kullandığımız sözsüz iletişim biçimine verilen isimdir.

Göz teması, yüz ifadeleri, baş ve el-kol hareketleri ve postürümüz (vücudumuzun duruşu) beden dilini oluşturur.

Göz teması, karşılıklı iletişimde en önemli unsurlardan birisidir. Çünkü konuşan kişinin karşısındaki ile kuracağı göz teması hem dinleme hem de anlama eyleminin gerçekleşip gerçekleşmediğini gösterir. Eğer konuşan kişi muhatabından gözlerini kaçırıyorsa karşı taraf kendisini önemsiz hissedebilir, anlatılan konunun tam olarak kendisini ilgilendirip ilgilendirmediğini anlayamaz ayrıca dikkati çabucak dağılıp dinlemeyi kesebilir.

Diğer taraftan gereğinden fazla veya çok dik olacak şekilde kurulacak göz teması da karşı tarafı rahatsız edebilir.

Baş ve el-kol hareketleri de beden dilinin önemli bir kısmını oluştururken, hem konuşma hem de dinleme esnasında karşı tarafa önemli mesajlar verebilir. Özellikle abartılı el kol hareketleri, konuşurken sert bir şekilde masaya vurma, elimizdeki herhangi bir cisimle sürekli oynama, konuşma esnasında kollarınızı önde ya da belimizde kavuşturma, ellerinizi belinize koyma, ya da cebinize sokma, işaret parmağınızı sizi dinleyen kişiye yönelterek sallama, başınızı abartılı bir şekilde iki yana ya da öne arkaya sallama ve benzeri pek çok hareket karşı tarafı sizi dinlemekten uzaklaştırdığı gibi, yanlış anlamasına veya farklı tepkiler vermesine yol açabilir.

Bu yüzden eğer beden dilinizi etkin kullanmak istiyorsanız başınızı ve ellerinizi kullanma biçiminize dikkat etmeli, eğer mümkünse beden dili ile ilgili kitaplar okumalı veya eğitimler almalısınız. Çünkü hepsinin bu yazıda tam olarak detaylandıramadığım pek çok farklı anlamı var.

Vücut duruşu yani postürümüz de konuşma esnasında önemlidir. Aşırı rahat bir oturuş, ya da çok kambur duruş, konuşurken sürekli bacaklarımızı sallamak gibi hareketler yine karşı tarafın algısını değiştirecek veya dikkatini dağıtacaktır.

Konuşma esnasında karşı tarafla olan mesafemize de dikkat etmeliyiz. Özellikle yarım metreden fazla insanlara yaklaşmamalıyız çünkü bu, karşımızdaki kişinin mahrem ya da kişisel alanının ihlalidir ve çok rahatsız edici bir durumdur.

Mahrem ya da kişisel alanı betimleyecek en güzel örnek asansör kabinleridir. Birden fazla özellikle de hiç tanımadığımız kişilerle asansöre bindiğimizde, mahrem alanımız ihlale uğradığı için gideceğimiz kata kadar genelde sıkıntı duyar ve bir an önce asansörden inmeyi isteriz.

Değerli okurlarım gördüğünüz gibi iyi bir konuşmacı olabilmek için dikkate almamız gereken pek çok konu ve detay var.

Haftaya etkili konuşabilmekle alakalı diğer konulardan bahsetmeye devam edeceğim.

Sağlıcakla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Gürcan Yandımoğlu Arşivi
SON YAZILAR