Konya’da iletişimi iletişimcilere bırakın

Konyalılar olarak içimizden gerçekten çok başarılı insanlar çıkıyor. Tüccarlar, iş adamları, lider kişilikler, bilim adamları, yani aslında ne ararsanız var. Ancak nedense bu dinamiklere harekete geçirip, doğru planlamalarla Türkiye’deki Konya algısını değiştirme konusunda maalesef hep yetersiz kalıyoruz. Aslında “okyanusları aşıp derelerde boğuluyoruz”.

Konya’da çok büyük firmalarımız var. Bu firmalar Türkiye’de hatta Dünya’da ses getiriyorlar ancak her ne hikmetse bunun devamını da sağlayamıyorlar, bunu büyütemiyorlar da…

Yıllar önce bu büyük firmalardan biri basını İstanbul’daki bir programa götürerek tanıtım yapmayı düşünmüştü. Bence çok güzel bir düşünceydi. Basını Konya’da havaalanına götürmek için bir otobüs hazırlanmıştı. Otobüs neredeyse her katılımcıyı toplayarak havaalanına geldi. Daha sonra İstanbul Atatürk Havaalanı’na indik. Orada da son model bir otobüs ayarlanmıştı. Otobüs bizi Beşiktaş tarafında bir otele götürdü. Orada kahvaltı ve bilgilendirme toplantıları yapıldı. Oteldeki toplantılar biraz uzadı ancak mükemmel bir plan yapılmış ve o plan doğrultusunda otelden sonraki gidilecek yer Florya’ya yakın bir yer idi. Her şey düşünülmüş, programlama çok güzel yapılmış, yüklüce bir para harcanmış vs. vs. vs. Gelgelelim, otelden gidilecek yerin üç buçuk saat yol süreceği düşünülmediği için programtamamen aksadığı gib doğruca havaalanına geri dönmek zorunda kaldık. Orada da söyledim, Konya’yı en iyi anlatan örneklerden birisidir benim için bu hikaye. Düşünsenize harika bir programla, müthiş bir harcamayla, hem ulusal hem mahalli basınla buluşmak ve haberlerde yer almak düşüncesi gerçekten çok yerinde ve isabetli bir fikirken; yapılmayan saat hesabının bu kadar güzel şeyi ortadan kaldırması ne kadar kötü bir durum.

Maalesef genelde şark kültürüne böyle şeyler atfedilir ama artık 21.yüzyılın Dünya kenti Konya’da bazı şeylerin değişmesi lazım. Ve de Konya’nın asıl tanıtımını o yeni kafayla yapmak lazım.

Şunu açık ve net ortaya koyayım: İlkokul mezunu iletişimci olmaz. Konya’da çok değerli iletişim uzmanları var. Çok değerli tanıtım ve reklam uzmanları var. Her sene de İletişim Fakültesi’nden onlarca uzmanlaşmaya aday çocuklarımız mezun oluyor. Ama bunları görmezden gelen koca koca şirketler –belki de ucuz olsun diye- ilkokul mezunu hayatının bir döneminde hasbelkader gazeteciliğe bulaşmış bir kişiyi danışman olarak atıyor ve oradan iletişim ve tanıtımı açısından bir şeyler bekliyor.

Bir eğitim yuvası, sahibi müthiş bir egoyla Türkiye’nin en büyüklerinden biri olduğunu iddia ediyor. Ama iletişim danışmanı seçmiş kendine tam da “himmete muhtaç dede, kimlere himmet ede” tarzında bir arkadaş. Bu eğitim yuvası yalçın dağların tepesinden ağzıyla kuş tutsa Konya’da var olabilir ama Türkiye’de Konya’yı temsil edecek derseniz, buna güler geçerim.

İşte aslında her şey birbirine bağlı. İletişim çağında yaşıyoruz diye boşuna söylemiyoruz. İletişim artık tüm dünyada zaten önemli de Türkiye’de hele Konya’da kat be kat daha önemlidir.

Bakın birörnek daha; “şimdi sorsam 7-17 Aralık 2020’de ne var?” diye. Hemen hepiniz Mevlana Haftası diye atlar. Hatta 2021- 2022- 2023’ün 7-17 Aralık tarihlerinde de Mevlana Haftası olduğunu hepimiz biliriz. Ve Konya için çok önemli günlerdir. Hem dini açıdan, hem sosyal açıdan, hem tasavvufi açıdan, hem ticari açıdan hem de turizm açısından…

Hal böyleyken bir bakıyoruz 12-15 Aralık tarihlerinde derneğin biri İstanbul’da Konya Tanıtım Günleri düzenliyor. Konya’da aylardır İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Mevlana Haftası’nda insanları Konya’ya davet ederken, İstanbul’da da Konya Tanıtım Günleri düzenliyor ve kişileri oraya çağırıyor. Yani “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” derler adama.

Halbuki Konya Tanıtım Günleri bir önceki dönem kasım ayında yapılmış. Yani yine mesela kasım ayında İstanbul’da tanıtım günleri yapılırken aralıkta Mevlana Haftası’nın reklamlarıyla insanlar Mevlana Haftası’na davet edilseydi daha güzel bir “Konya Temalı Türkiye Günleri” yaşamaz mıydık?

İşte hep bindiğimiz dalı keserek, Konya kulisi yapma çabası içerisindeyiz. Bundan başarı elde edebiliyor muyuz derseniz, zaten her şey ortada, beceremediğimiz için algı konusunda etki yapamıyoruz.

Bunun tersine dönmesi için, öncelikle tüm büyük-küçük kurum ve kuruluşlara sesleniyorum; ilkokul mezunu danışmanlarınızı başka birimlerde kulanın. Yanınıza “canavar gibi” dinamik danışmanlar yapın ki Konya tanıtımında, en azından bundan sonraki dönemlerde bilimsellik ağır bassın ve başarı gelsin.