Hafta sonu şehit sayısının artmasıyla birlikte, ülkede, tek gündem var ve bu da malumunuz, şehitlerimiz…

Ordumuz Afrin’de teröre karşı ve geleceğimize yönelik bir savaş vermekte. Tüm Millet olarak bu savaşta ordumuzun, devletimizin arkasındayız. Bu konuda devletin ve ordunun arkasında olmak için de herhangi bir siyasi görüşe mensup olmaya gerek yoktur. Asgari, ülkesine karşı vatandaşlık bağlarıyla bağlı herkes bu durumda devlete ve orduya destek verileceğini bilir. Gerisinin hepsi hikayedir, kurmacadır.

Yani AK Parti’nin, MHP’nin, CHP’ye; CHP’nin AK Parti’ye ve MHP’ye saldırmaları sadece iç siyasetteki göstermelik hesaplar. Aksi halde şu anda anlaşılmayan ne olabilir? AK Parti de, MHP de, CHP de bu harekata destek veriyor. Üç parti de aynı yerde duruyor ve üç parti de bu harekatın doğru olduğunu savunuyor.

Dolayısıyla Türk halkı şunu artık görebilmeli: Ankara’da siyaset her ne kadar farklı yansıtılırsa yansıtılsın, Anadolu’nun bağrından kopup Ankara’ya giden bizim siyasetçilerimiz birbirinden farklı düşünemez. Belki buradaki farklılık sadece partilerin liderlerinde olabilir ki, onların hesapları farklı olabilir.

Şehitlere bakınca da bu durumu görmüyor muyuz? Şehitlerin birine bakıyoruz; CHP Mut İlçe yöneticisi. Bir diğeri AK Partili, bir diğeri MHP’li veya başka partili… Fark olabilir mi?

Peki, bu bir vakıa olarak ortadayken, bunu aksi tavırlar takınmak, sanki birileri karşıymış gibi göstermek ülkeye bu durumda ne gibi bir yarar sağlar ki?

Şunu unutmamak lazımdır ki; süreç ülkenin terörle mücadele sürecidir. Bu sürece ne bir AK Partili, ne bir MHP’li ne de bir CHP’li karşı çıkabilir.

TBMM’de bulunan bu üç parti artık, iç siyasette oya dönük tartışmaları bırakmalı ve ülkenin geleceği adına Afrin’nden sonrasının nasıl şekillenmesi gerektiğini ve Suriye ile ilişkilerin ne düzeyde olacağını konuşmalılar.

Yani bir de bu operasyonlardan sonrası olduğunu unutmamak lazımdır. Eğer Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda bir güvence vermişsek buna uygun olarak Suriye’nin mevcut devletini de görmezden gelme durumunda değiliz.

İşte bu üç partinin liderleri konuşacaklarsa bu konuları konuşmalılar. Aksi halde kayıkçı kavgasıyla geçirilen günlerin neticesinden bir sonuç alamazsak şimdiye kadar hayatını kaybetmiş olan 30’un üzerindeki şehitlerimizin kemiklerini sızlatmamak lazımdır.

Son olarak da halk olarak üzerimize düşen bu kayıkçı kavgalarına alet olmak değil, bilakis bu kayıkçı kavgalarının bitmesi ve Milli birlik ve beraberliğin sağlanması için gereken yerlere gereken baskıların yapılması olmalıdır.

Tekrar tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, şehit yakınlarına ve Türk Milleti’ne başsağlığı ve gazilerimize acil şifalar dilerken, tüm dualarımız şanlı ordumuzla olduğunu belirtiyorum.