Ülkenin geleceğini kaybetmeden
Gençlik denince aklınıza ne geliyor? Ya da ne gelmesi lazım diye sorayım ve sorduğum gibi de cevaplayayım; enerjinin, fikir ve icat potansiyelinin, eğitimin, bilimin, teknolojinin gelmesi gerekiyor. Ödül getirecek projelerin ve milletçe onur ve gurur duyacağımız projelerin aklımıza gelmesi lazım. Peki, kaç Türk gencinin icadı seri üretime geçmiş durumda? Kaç ülke o icattan istifade ediyor?
Mevzuya böyle girişimin nedeni gençleri eleştirmek değil elbette. Gençlerimizi eğitime ve bilime ne kadar kanalize edebiliyoruz? Bunun sorgulanması gerekiyor. Lafta, sözde değil. Gençliğin potansiyeli büyük. Ne cevherler var ülkemizde. Ne kadar değerlendirebiliyoruz? Yeterli düzeyde değerlendirmediğimiz bir gerçek…
Emniyetin narkotik birimlerini uyuşturucu ile mücadele noktasında oldukça başarılı buluyorum. Gençlerimiz, geleceğimiz uyuşturucu batağına saplanmasın diye bir mücadele veriliyor, gayretli bir çalışma var. Buraya kadar bir sıkıntı yok. Fakat diğer yandan baktığımızda da milli içeceğimiz ayran mı başka bir şey mi diye düşünürken, madde bağımlılığına yakalanan gençlerimizi görüyoruz. Bu gerçekten çok üzücü.
Bu konuda ailelerin verdiği, vereceği eğitim oldukça önemli. Anne ve babalar çocuklarının kötü çevrelerin eline düşmesine müsaade etmemeli. Daha duyarlı olunmalı. Yoksa bu illet ülkemizin geleceği için bir tehdittir. Adeta ülkenin içini kemirir.
Özellikle şiddet hadiselerinin arttığını üzüntüyle takip ediyoruz. Bu yetmiyormuş gibi hırsızlık, yan kesicilik gibi şeylerle uğraşanları görüyoruz. Uyuşturucu batağı kurumazsa ne şiddet biter, ne hırsızlık.
Herkesin bu noktada duyarlı olması, üzerine düşen vazifeyi yerine getirmesi lazım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.