Ülkelerin büyüklüğünü, güçlerini nüfusları üzerinden tartışır hala insanlar. Şunun anlaşılması lazım ki, günümüzde bu tez geçerliliğini yitirdi. Artık ülkelerin gücü, ağırlığı, önemi nüfusla hesaplanmıyor. Nüfusun yanında teknoloji, yenilik üretme, yetenek, bilim, teknik ve eğitimle ülkelerin güçleri, büyüklükleri kıyaslanıyor.

‘Falanca ülkenin atom bombası var, istese hemen bir ülkeyi şöyle ortadan kaldırır, böyle yakar, yıkar. Bu falanca ülkenin gücünü gösterir’ tezi de doğru değil. Bir ülkeyi ortadan kaldırmak için atom bombasına, füzeye, silaha gerek yok. Bir ülkeyi yıkmak için bunların hiçbirine ihtiyaç yok. Bir öğrencinin kopya çekmesine müsaade etmek bile bir ülkeyi yok etmek için yeterli. Yeter ki eğitim seviyesi, kalitesi düşsün. Eğitim seviyesi düşerse bunun sonucunda ne olur? Hasta, doktorun elinde can verir gider. Ekonomistler parayı yönetemez. Adalet adliyeye uğramaz. Mühendis elinin değdiği bina çöker. Yani kısacası bir ulusu ortadan kaldırmak istiyorsanız, eğitimi çökertmeniz yeterlidir. Bundan dolayı eğitim şart. Eğitim olmazsa olmazımız.

Teknolojiden bahsediyoruz. Sanayinin, makinanın, üretimin önemine değiniyoruz. Bunların hepsi eğitim ile bire bir bağlantılıdır. Teknolojiye ayak uydurmamız gerektiğini herkes söylüyor. Dünyaya ve teknolojiye ayak uydurabilmenin yolu eğitimden geçer. Dolayısıyla bir ülkenin mesafe kat etmesi ancak eğitimle mümkün olur. Alanlarında uzman, iyi yetişmiş, kalifiye bir nesle sahip olmak geleceğin ne yönde ilerleyeceğini ortaya çıkarır.

Tüketen ve bağımlı olan bir ülke olarak değil, üreten ve dünyaya satan bir ülke olmak büyüklüğün göstergesidir. Adımızı duyurmak, güçlü olmak ve geri kalmamak için eğitim birinci önceliğimiz olmalı. Bundan dolayı eğitime daha sıkı bir şekilde önem verilmeli.

Sağlıcakla kalın…