Göz ile sadece bakmak mı yoksa görmek mi gerekir?

Çoğu zaman bir şeyi görmek yeterli olmuyor. Onun içini, geçmişini hatta bazen geleceğine bakmak, tahmin etmek gerekir. Bakmak bize görmekten daha çok şey anlatır. Bir şeyi ne yönden gördüğümüz önemli olabilir ama asıl önemli olan nasıl bakmak istediğimizde saklıdır. Anlam katan görmek değil nasıl bakmak istediğimizdir.

Bunu örnekleyecek olursam dışarıdan gördüğümüzde kolay gibi gözüken ancak içine bakabilsek ne kadar zor olduğunu anlayabileceğimiz aşktan örnek verebilirim. Her şey aşkın konusu olabilir. Evet her şey. Çünkü dünyada ki sekiz milyar insanı düşünecek olursak hepsi belirli şeyleri sevmiyor.

Aşk nar gibidir. Dışarıdan bakarsın bir tane içini görürsün bin tane. Aşkın başlangıcı görme sonucu bakmadır. İlk gördüğümüz anda başlayan ilginin giderek sevgiye, bağlanmaya, özleme ve sonunda aşka dönüşmesinin bir tek anlamı vardır. Sevilene bakabilmek o ilk görüş anı hazzını derece derece artırarak aşkı daha da anlamlandırmak.

Görmekten bakış derecesine yükselebilmek için aşkın bin türlü yolunu sayısız çilesini, hasretini, aşılması gereken yolları vardır. Bunların her birini aşarak aşkı kabalıktan yontmuş oluruz. Ruhu arıtırız ve en son noktada doya doya “bakma” eylemini gerçekleştiririz.