Sosyal Medyanın Kanseri  'Abartmak..'

Figürleri,siyasileri,fenomenleri,sosyal medya akımlarını,kameraya yansıyan ve telefon ekranından görebildiğimiz herkesi,herşeyi abartmak üzere programlanmışız sanki.

Enformasyonun hızına yetişmek mümkün değil.

Sırf takip etmek, müdahil olmuş olmak. Belki birkaç takipçi daha kazanmak. 
Belki bir gün sözde haber niteliği olan videoda yer almak,mecranın bir parçası olmak çabasıyla insanlarımız hangi amaca hizmet ettiğini düşünmeksizin bu kanserin yayılmasına ve çoğalmasına çanak tutmaya devam ediyor. 

Bugün 10 yaşında bir çocuğu filozof,dahi,üstün zekalı.
Aynı çocuğu yarın,sahtekar.
Ertesi gün iyi PR ile üretilmiş bir sanallık. 
Hatta konu hakkında yazacağım için  araştırma yaparken sapkın bazı kesimler tarafından şeytani ruhlara benzetildiğini dahi okumak zorunda kaldım. 

Yapımcılardan,oyunculara,sanatçılardan, fenomenlere,sarı çizmeli Mehmet amcamdan tutunda çiçeği burnunda akademisyenine kadar herkesin katılmaktan çok mutlu olduğu bir organizasyondan bahsediyorum. 

Annesine babasınada bakıyorum; “Şöhret istemem çocuğum iyi imkanlarda okusun.”

Şöhretin imkanlarınıda “sağ cebime” lütfen..

Her çağırılan stüdyoya Atakan evden çıkıp ben çekime gidiyorum diye gitmiyordur sanıyorum..

Aslında olay;Bu küçük tatlı kardeşim okumayı biraz fazla seviyor,bizde abartmayı.

Hatta biz abartmayı daha çok.

Bu kanserin doktoru yok. 

Acil şifalar diliyorum hepimize..