Barbaros Ulu

Barbaros Ulu

Hayatı Siyaset ve İşi Siyaset Olanlar

Hayatı Siyaset ve İşi Siyaset Olanlar

—Seninle ülkemizde siyasetçi tiplerinden konuşalım biraz.

—Neyini öğrenmek istiyorsun?

—Kaç tür siyasetçi var? 

—Çok da iki türle sınırlayabiliriz. İşi siyaset olanlar: Bunlar, bir partinin en alttan en üstüne kadar teşkilatlarında görev almış profesyonel kişilerdir. Partisinin hangi kademesinde olursa olsun, ister seçilmiş ister atanmış olsun, yaptıkları görev karşılığında ücret ya da maaş alan kişilerdir. Bunlar ülke siyasetinde söz sahibi olmak, söz sahibi olurken siyasetin şöhret ve imkanlarından yararlanmak, siyasette yükselmek, yükseldiği yerde kalıcı olmak isterler. Bunların işi, partilerinin başarılı olması için partilerinin verdiği her görevi yapmaktır. Bir parti, ihtiyacı kadarına görev verir. Sayıları fazla değildir. Bir de ömrünü siyaset yapmakla geçiren kişiler vardır ki bunların sayısı saymakla bitmez. Bunların esas işi siyaset değildir. Kimi esnaf kimi memur kimi işçi kimi emekli kimi çiftçi kimi aktif siyaseti bırakmış kişilerdir. Bunlar, partileri lehine, rakip parti aleyhine meccanen görev yapan, partilerin amatör gönüllüleridir. Bu gönüllülük çoğu zaman asıl meslekleri haline gelir. Çünkü gönüllü fedailik asıl mesleklerinin önüne geçer. Zorunlu uyku dışında bunların gecesi gündüzü siyasettir. İşinde siyaset, evinde siyaset, kullandığı platformlarda siyaset, ikili ve toplu görüşmelerde siyaset, yazı ve paylaşımlarında hep siyaset vardır. Siyasetle yatar, siyasetle kalkarlar. Bu uğurda bozuşmayı, küsmeyi ve kavgayı bile göze alırlar. Eşinden, çocuklarından ve işinden esirgediğini siyasetten esirgemezler. Nedir işleri derseniz? Bunların işi, sandıkta oy vermekle bitmez. Bir sandıktan diğer sandığa devam eder. Ömürleri siyasettir dense yeridir. Kendilerine vazife edindikleri en büyük iş, destekledikleri partiyi ve liderini, yaptıkları ve yapmadıklarıyla savunmaktır. Liderlerinin rakibi gördüğü partiyi ve liderini kötülemektir. Bu savunma ve kötüleme trol seviyesindedir. Liderin en büyük sevdiği kişiler de böylesi tabandır. Bunlar her halükarda partilerinin yanında olan kişilerdir. İçlerinden bir kısmı bir makam, mevkie gelmek ya da makamını korumak için kendini gösterse de çoğunluk gönüllü taraftardır. Taraftarlıkları da göz ve gönüllerini kör eden cinsten fanatikçedir. Bunun için ölümü bile göze alırlar. Liderlerinin eleştirilmesine asla tahammül edemezler. Dilleri döndükçe, kapasiteleri yettikçe onu savunurlar. Liderlerinin dün dündür çelişkileri olsa bile bunu çelişki olarak görmezler. Bunu doğru ve olması gereken siyaset olarak kabul ederler. Bir çelişki olabileceğini akıllarının ucundan bile geçirmezler. Aslında kendilerine göre doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen tiplerdir bunlar. Yeter ki liderleri bir yanlış yapsın. Ama liderleri hata yapmıyor ki eleştirsinler. Bu, onların suçu mu? Hep eleştirdikleri siyasetçinin de iyi yaptığı icraatları olsa onu da övecekler. Ama yok ki övsünler. Adam iyi bir şey söyledi veya yaptı da bunlar mı övmedi. 

Hâsılı, profesyonel siyaset yapanların varlığı, onların siyasette tutunmaları, bir ikbal peşinde koşmaları, Türkiye siyasetini kilitlemeleri ve toplumu kutuplaştırmaları; bu ömrünü siyasete adamış, siyaseti amatörce yapan ve ölümüne liderlerini destekleyen, adına taban denilen ama tabandan öte partilerini ölümüne savunan bu fanatikler sayesindedir. Bunlar sayesinde profesyonellerin sesi gür çıkar ve asla kendileri ve yaptıklarıyla yüzleşmezler. Bu tip gönüllü siyasetçi, bu ülkenin çoğunluğunu oluşturur ve bunların oy rengi değişmez. 

Ömrünü amatör siyaset yaparak geçiren bu siyasetçilerin dışında Türk siyasetinin önünü açan, siyaseti tıkanmaktan kurtaran seçmen kitlesi ise profesyonel siyaseti izleyen, onları icraatlarına göre değerlendiren ve sandığa gittiği zaman oyunun rengini değiştiren bir seçmen kitlesi daha vardır. Bunlar umduğunu bulamayan, umudunu bir başkasında gören ve başkasına şans veren kişilerdir. 

Bir kesim daha var ki mevcuttan memnun değil, diğerleri de güven vermiyorsa, bu tipler sandığı protesto eder ve sandığa gitmez.

Bir tür seçmen daha vardır ki oy vermeyi şirk olarak görür ve yolları hiç sandıkla kesişmez. Onlara göre hangisi gelirse gelsin, canları cehennemedir. Onlar için ne kadar kişiyi sandığa gitmekten vazgeçirirlerse kardır. 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Barbaros Ulu Arşivi

Veda

28 Aralık 2022 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR