Barbaros Ulu

Barbaros Ulu

Hafızlığın Faydası

Hafızlığın Faydası

Hafızlık güzel bir ibadettir. Hafız olan bir kişi hem farzı kifaye olan bir ibadeti yerine getirerek sevap kazanmış hem de Allah kelamını beynine nakşetmiş olur. Özellikle İmam, müezzin, müftü ve vaiz olacakların, ilahiyat ve İslami ilimler okuyacak olanların hafız olmasında fayda vardır. Çünkü bu meslek sahipleri hep Kur'an'la haşır neşir olmaktadırlar. Hem namaz kıldırırken zammı süre olarak namaz sürelerinin dışında farklı ayet ve süre okuyabilirler. Hafızlığı sağlam olanlar teravihlerde hatimle namaz kıldırabilirler. Cemaate vaaz verenler ayetleri ezberden okuyabilirler. Öğretmen olarak görev yapanlar Kur'an derslerinde öğrencilerin okuduğu sayfayı ezberden takip edebilirler. Hafız olanların Arapçaları da iyi ise okudukları ayetlerin anlamlarını bilirler ve muhataplarına anlamlarını da vermiş olurlar.

Tüm bunların yanında hafızlığın zekayı açtığını, hafızayı güçlendirdiğini düşünüyorum. Çünkü zeka ile zekat aynı kökten gelir. Nasıl ki zekat verdikçe malın bereketi artıyorsa, zekayı kullandıkça zeka da açılır. Kişinin ezberleme yeteneği gelişir. Sürekli tekrarlandığı için çoğu hafızın güçlü bir hafızaya sahip olduğu gözlemlenmektedir. Okuduğu metni daha çabuk kavrayabilir. Hafız olan bir kişi, gördüğü Arapça bir metnin Kur’an ayeti olup olmadığını, okunan ayetin Kur’an’da nerede geçtiğini bilir. Düğün, cenaze vb. yerlerde aşır okunacaksa genelde hafız olanlardan okumaları istenir. Bir yerde bir sohbet yapılacaksa hafızlara söz verilir. Ortama uygun birkaç ayetle, pekala bir sohbet konusu ortaya çıkar. Kısaca hafız olanlar Kur’an’ı zihnine nakşetmiş kimselerdir. Bunlara ayaklı Kur’an dense yeridir.

Tek başına hafız olmak yeterli midir? Ezberleme yönünden yeterli olsa da okuduğu ayetin anlamını bilebilme ve vaaz verirken içeriğini tercüme edebilme yönünden hafız olanların aynı zamanda Arapça bilgisine sahip olmaları çok iyi olur. Maalesef çoğu hafızın Arapça bilgisi olmadığı için okuduğunun ne anlama geldiğini bilememe gibi bir durumları söz konusu. Bu da Kur’an’ın iniş mantığı ve amacına uygun düşmez. Çünkü Kur’an; okumaktan ve bol bol tekrardan ziyade okuduğunu anlamak ve anlaşılanı yaşamak için gönderilmiştir. İdeal olan okunan ile yani ilmi ile amil olmaktır. Çünkü Müslümanlıkta ideal olan Müslümanların yaşayan Kur’an olmaları, teorinin pratiğe dönüşmesi ve Kur’an ahlakı ile ahlaklanmalarıdır. Dinin de toplumun da özellikle dini bilenlerden beklentisi böyledir. Bunu sahabenin “Peygamberin ahlakı nasıldı” sorusuna, Hz Ayşe’nin “Siz Kur’an okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kur’an ahlakı idi” sözüyle de hepimiz biliyoruz. Allah okuduğunun anlamını bilen ve bildiğiyle yaşayan kimselerden eylesin.

Hasılı, tüm bunlar ve daha fazlası için Kur’an’ı ezberlemek teşvik edilir. Toplumda hafızlık yapanlara ve hafızlara ayrı bir değer verilir, saygı gösterilir ve el üstünde tutulur. Hafızı kelamsın denilir.

Anadolu’da çoğu ailenin çocuğunu hafız yapma ideali vardır.

Hafızlık sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitimle birlikte sekteye uğrasa da son yıllarda uygulanan projelerle hafızlık yeniden diriltilmeye çalışılıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Barbaros Ulu Arşivi

Veda

28 Aralık 2022 Çarşamba 00:02