Eleştiri görevi
"İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir”. (Ali İmran 104.ayet)
“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a iman edersiniz…”. (Ali İmran 110.ayet)
Yine bu çerçevede peygamber efendimiz, “Bir kötülük görüldüğü zaman el ile düzeltmeyi, buna güç yetmezse dil ile düzeltmeyi, buna da güç yetmezse -yapılan bu işten memnuniyetsizlik anlamında- kalp ile buğzetmeyi” emreder. Bunun da imanın en zayıf noktası olduğunu belirtir.
Bu iki ayet ve hadis, dindar ve mütedeyyin insanların dilinden hiç düşmez. Ki düşmemeli de. Çünkü emri bil maruf ve nehyi anilmünker (iyiliği emretme, kötülükten sakındırma) prensibi, fıkıhta, yerine getirilmesi gereken farzı kifaye bir görevdir. Bu vazife toplumun tamamına değil, toplum içinde bir grubun yerine getirmesiyle tüm Müslümanların üzerinden düşer. Bu görevi kimse yerine getirmezse bu prensip her müminin üzerine farzı ayın olur.
Bu görevi bir toplumda kimse yerine getirmezse akıbet felaket olur. Çünkü kötülüklere ses çıkarılmayınca kötülere gün doğar. Kimse karışmadığı için ortalık yerlerde cirit atarlar. Lut peygamberin kavminde homoseksüelliğin aleni bir şekilde yaygınlaşması, çoğunluğun bu eylemlere sesini çıkarmaması sonucunda o toplumun helak edildiği hepimizin malumudur.
Yine aslı var veya yok bilmiyorum ama anlatılan bir anekdota burada yer vermek istiyorum. “Eski zamanların birinde Allah, melekleri bir bölgeyi helak etmeleri için görevlendiriyor. Melekler, ya Rabbi, o bölgede gece gündüz size ibadet eden kişiler de var. Onları da mı helak edelim sorusuna, Allahevet onları da. Çünkü onlar iyiliği emretme, kötülükten sakındırma görevini ihmal ettiler” der.
Bu çerçevede peygamberlerin bu görevi yerine getirmekle görevlendirildiğini söyleyebiliriz. Yine Yasin süresi ikinci sayfada geçen, elçilere kötülük yapmak isteyenlere karşı onları korumaya çalışan, yapmayın tavsiyesinde bulunan Habibi Neccar isimli şahsı da bu meyanda sayabiliriz. Ebu Zer el Gıfari’nin Hz Osman’ın akrabayı görüp gözetiyorum sadedinde Ümeyye Oğullarını devlet bürokrasisine getirmesini eleştirmesini ve Muaviye’nin Şam’da sürdüğü saltanata karşı çıkmasını bu prensibi yerine getirme olarak değerlendirebiliriz.
İyiliği emretme, kötülükten sakındırma kolay bir görev midir? Herkes bunu yapabilir mi? Bu konuda şunu söyleyebilirim. Bu görev göründüğü kadar kolay değil. Çoğu zaman bir bedel ödemeyi gerektirir. Peygamberler her türlü işkenceye maruz kalmış, memleketinden hicret etmek zorunda kalmış, kimi de canından olmuştur. Kötülere karşı elçileri korumaya çalışan Habibi Neccar öldürülmüş, Hz Osman ve Muaviye’nin tasarruflarını eleştiren Ebu Zer el GıfariRebeze çölünde sürgün hayatı yaşamış ve yalnız ölmüştür. Verdiğim örneklerde görüleceği üzere eleştirmek, iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak, kötülerin kötülük yapmasına mani olmaya çalışmak çok kolay olmasa gerek. Bu yola çıkan başına her şeyin gelebileceğini göze alması gerekir.
Günümüze gelirsek, her türlü kötülük ve yanlışa örnek vermeyeceğim. İktidarları ele alalım. Ülke yönetimini üstlenen iktidarlardan beklenen, iyi ve yararlı şeylere imza atmasıdır. İktidarların her icraatı iyi ve yerinde midir? Değil. Aynı şekilde her icraatı kötü müdür? Değil. Hükümetlerin, yararlı şeylere imza atması asli görevi iken icraatları isabetli değilse, yaptıklarından ve yapmadıklarından dolayı toplumun kahir ekseriyeti olumsuz etkileniyorsa, bu tür hükümetlere, gittiğin yol, yol değildir, gidişatını değiştir, vatandaş bundan mustarip, şöyle yapman gerekir şeklinde yol göstermek bir nevi iyiliği emretme ve kötülükten sakındırmadır.
Bunu da bugün adına eleştiri dediğimiz şeyle yapabiliriz. İktidarlar ve iktidarları savunanlar, eleştiriye ne kadar açıklar? Bu konuda evet demek çok zor. Her ne kadar başta iktidarlar olmak üzere herkes prensip olarak eleştiriye açığız dese de uygulamada pek öyle değiller. Hele iktidarları eleştirmek her kişinin harcı değil. Ben eleştiri görevimi yaparım diyenler her şeyi göze almalıdır. Bu açıdan iktidarları eleştirmek ateşten gömlek giymek gibidir. Yine de eleştiri, iktidarlar ve iktidarları sevenler tarafından hoşa gitmese de bu görevi birileri yerine getirmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.