Yolcu Aziz Kaya

Yolcu Aziz Kaya

Nanterre’de Paris'te Suçlu Kim ?

Nanterre’de Paris'te Suçlu Kim ?

Nanterre’deki Nahel ateşi, önce Nanterre şehrini, sonra Paris şehrini, daha sonra da bütün Fransa'yı yakıp kavurdu. Nahel önce yürekleri yakıp kavurdu. 17 yaşındaki Nahel ehliyetsizdi ve ehliyeti olmadan araba kullanabiliyordu.Bur da birinci suç Nahel'indi, ikinci suç ise âilesinin idi. 17 yaşındaki Nahel ehliyetsiz araba kullanıyordu, oysa 17 yaşında ehliyetini almış olabilir, topluma ve kurallara daha da duyarlı olabilirdi. Kim bilir belki de Nahel, trafikte kaza yapabilir ve daha nice canlar alabilir, belki kendi canını da daha önceki bu kazalar da kaybetmiş olabilirdi. O vakit Nahel gencimize kızabilir, gidebilecek canlara da çok üzülebilirdik.

Ey anneler ve babalar!

Çocuklarınız arabaya binme zaman dilimleri gelmeye başladığında, yaşı başı ehliyet alabilme vakti geldiğinde, lütfen ama lütfen çocuklarımıza kulak verelim, onların o heyecanlı mutluluğunu keşfedelim ve bu mutluluğa ortak olalım. Evlâdınız size, anne baba ben ehliyet almak istiyorum dediğinde, ne olur kulaklarınızı tıkamayın, o isteği önemseyin ve zamanında ve zeminin de evlâdınızı bir ehliyet kursuna götürüp kayıt ettiriniz. Trafik kazalarında telâfisi mümkün olamayan tek şey candır ve nice cânlardır. Canınız olan evladınız için ve daha nice cânlar için, ehliyetsiz olan evlatlarınıza arabalar vermeyiniz.

Ey kardeşlerim!

Evlat elbet cândır, cânpârelerimiz olan evlatlarımıza hayır demekte zorlanıyoruz, o an üzülecek ve kırılacak diye bazı kuralları çiğnemesine göz yumuyoruz.Hayatımızın en büyük hatasını ise tam da bu noktada yapıyoruz.Allâh muhafaza olabilecek bir kazâ da canpâremize ve daha nice insanların cânpârelerine zeval gelse, o vakit bizler o vicdan azâbıyla nasıl yaşarız.Tam da bu nokta da ikinci suçlu ise velîler, anne ve babalardır. Neden ehliyetsiz evlâtlarımıza arabanın anahtarlarını veriyoruz veyâ almasına müsâde ediyoruz. Anne ve baba koruyan ve kollayan demektir, evlat görmez amma anne ve baba görür. Evlat riski anlamaz amma anne baba o riski ortadan kaldırır. Evlat heyecanlıdır, anne ve baba ise bu heyecanı terbiye eden, sâkinleştiren ve kanalize edendir. Üçüncü en büyük suçlu ise polistir. Paris'in kenarın’daki Nanterre şehrinde, polis kuralları çiğnemiş ve resmen 17 yaşındaki Nahel'i katletmiştir.Polis memuru suçunu örtbas etmek için, önce yalan söylemiş, daha sonra kamera kayıtları ortaya çıkınca da, ben bunu nasıl yaptığımı anlamadım dedi. Lâkin hem Nahel'in âilesi, hem de toplumun nerdeyse her bir ferdi, bu sahte kabullenişi, bu sahte davranışı aslâ kabullenmedi. Maalesef bu acı katliam, kurban bayramı zaman dilimlerine düştü. Nahel kurban edildi demeyeceğim, bilakis polise verilen yetkiyi yanlışa kullananlar tarafından öldürüldü diyeceğim. Biz de Paris'in kenar mahallesi olan Garges Les Gonesse de oturuyoruz. Oturduğumuz apartmanın ön tarafı belediye binasına bakıyor. Biz bayramın birinci gecesi geç saatte bayramlaşmadan eve dönerken kendi mahallemizde gördük ki, en az üç dört sokağın ortasına barikatlar kurmuşlar ve yolların üzerinde yangınlar çıkarmışlardı. Biz de farklı farklı yollarla evimize bir şekilde girebilmiştik. Evimizin 8. kattaki penceresinden dışarıyı seyretmeye başladım, dışarıda patlama ve havayı fişek sesleri gecenin sessizliğini bozuyordu, yüzleri kapalı gençler yolları kapatıyor; bir taraftan yakacakları şeyleri istifliyorlardı. Maalesef uzaktan da olsa bu üzücü tabloya şâhit oluyordum. Bir taraftan mahallenin ileri gelenleri yapmayın etmeyin diye protestoculara yalvarıyordu. Lâkin gençler bu olaya çok kızmıştı, üstelik durulacak gibi de değillerdi.Sabah eşim benden önce evden ayrılmış ve aşağıdaki üzücü manzarayı bana resmetmişti.

Koskaca Garges Les Gonesse Belediyesi’nin yarısı yanmıştı. Elbet dahası da vardı, arabamızın aşağı yukarı iki metre mesâfesinde bir arabayı da tamâmen yakmışlar, kısmî olarak bizim araba da sıcağın etkisiyle etkilenmiş ve bazı plastik olan yerleri erimeye başlamış. Gün içerisinde Pâris’in başka bölgelerine de iş icâbı gitmiş, o bölgelerde de sokakların ateşe verildiğini, nice araçların ve otobüslerin yakıldığını gördüm. İnsanların yüzlerinde tedirginliği sezebiliyor, bu yaşanan akibetin nereye varacağını kestirememenin üzüntüsünü yaşıyorlardı.

Tam da bu nokta da şu ata sözümüzü hatırlıyorum ( Haklı iken haksız duruma düşmek. ) Bir Belediyeyi yakmak niye, bir vatandaşın arabasını yakmak niye, hizmet eden garları, trenleri, otobüsleri yakmak niye, bunlar direk halka hizmet eden kurumlar ve araçlar, aslında ortalığı yakıp yıkarak Nahel'in ruhunu rahatlatmak isteyenler, toplumun hizmet alabileceği yerleri yakıp yok ederek, topluma büyük zararlar vermişlerdir, yapılabilinecek nice hizmetlerinde önüne geçmişlerdir.Elbette sonuna kadar adâlet, sonuna kadar hâk mücadelesi verilmelidir. Lâkin Nahel için hak arayışındaki yolda, şayet nice canların da kaybolmasına vesile oluyor isek, bu yolu irdelemeli, bu yolun üzerindeki zararlı olan her fiili, her davranışı, her eylemi ortadan kaldırmalıyız.O vakit inanıyorum ki Nahel'in ruhu şâd olur, o vakit Nahel'in dâvası ak ve pâk olur. Umud edilir ki Fransa siyâsileri, Fransa kolluk görevlileri, Fransa emniyet mensupları, bu olaylardan ders çıkarır, gerekli düzenlemeler yapar ve cezâi müeyyideler uygulanır. Acısı büyük olan ailenin, anne ve babanın acısını paylaşıyor, Rabbimizden evlatlarına af ve mağfiret diliyorum. Ateş düştüğü yeri yakar derler yâ, lâkin bu seferki ateş önce ailenin yüreklerini, sonra Nanterre şehrini, sonra Paris’i, daha sonra da Fransa'yı yakıp kavurdu. Biz de kendi adımıza, ülkemizin adına Nahel'i öldüren Paris'i memurunu kınıyor ve lânetliyoruz. Ehliyetsiz Nahel'in cezâsı bu aslâ değildi, para cezâsı olabilir, hapis cezâsı da olabilir, ama aslâ ve kat'â öldürülmemeli ve bu cinâyet işlenmemeliydi. Anadolu'da Bugün Gazetesi'nin okurları, inşaallâh bizler de bu olaylardan büyük dersler çıkarır ve geleceğimizi temînat altına almış oluruz. Anadolu'da Bugün Gazetesi'nin, dünyâmıza bilgi desteği sunduğu şu zaman dilimlerinin hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ediyoruz.Kalın sağlıcakla değerli yayın ekibimiz ve saygıdeğer bilgi yolcuları olan okurlarımız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yolcu Aziz Kaya Arşivi
SON YAZILAR