Paralelcileri yanlış yerde aramayalım...
Fıkra sever misiniz bilmem. Sevsek de sevmesek de hayatın bir parçası. Hayatın içinden yaşadığımız bazı enstantaneler fıkra olup çıkıyor bir müddet sonra. Fıkra deyince hemen akla Nasrettin Hoca gelir. Önce fıkrayı anlatıp sonra sadede gelelim:
Sokak lambasının ışığında bir şeyler aradığını gören komşuları Hoca'nın yanına gelerek ne aradığını sorarlar. Hoca: "Anahtarını kaybettiğini" söyler. Komşuları da başlarlar anahtar aramaya. Bir türlü bulamazlar. Biri: "Hocam iki saattir kaybettiğin anahtarı arıyoruz, bir türlü bulamadık. Sen anahtarı burada düşürdüğünden emin misin" diye sorar. Hoca: Başka bir yerde düşürdüğünü söyler. Adam tekrar: Be Hocam! Başka yerde düşürdüğün anahtar burada aranır mı" deyince Hoca: "Anahtarı düşürdüğüm yer göz görmez karanlık bir yer, burası ise aydınlık" diye cevap verir.
Fıkra bu ya, Hoca'nın başına gelmiş mi gelmemiş mi bilemem. Fakat fıkraların günümüzde cereyan eden bazı şeylere ışık tuttuğunu söyleyebiliriz. Malumunuz 15 Temmuz darbe teşebbüsü oldu. Ardından OHAL ilan edildi. Orta yerde bir suç varsa -ki vardır- mutlaka bu suçu işleyen suçlular da vardır. Darbeye direk katılan subay görünümlü kişilerden içeride kalanlar tutuklandı. Emniyetin içerisinden yine bu menfur cinayete katılanlar içeri alındı. Yargı ayağı yine temizlenmeye devam etmektedir. Terör örgütüne maddi destek veren iş adamlarıyla da mücadele devam etmektedir. Darbeye katılan bir kısım subay ve asker ise hala kaçak. Darbenin sivil kanadı diyebileceğimiz birinci dereceden suçlular maalesef yurt dışında soluğu aldı. Devlet yine ayrıca devletin tüm kurumlarında yuvalanmış bu yapının müntesiplerini ayıklamak için bir temizlik harekatına girişti. Ülkenin selameti için devletin yaptığı bu mücadele elzemdir. Yaptığı bu tasarrufta -içimizdeki hainler hariç- tüm millet devlete açık destek veriyor. Paralel yapı ile mücadele için devlet belgeye dayalı bazı kriterler ortaya koydu ve bu kriterlere göre kurumlarda açığa alınmalar devam ediyor. Açığa alma -biliyorsunuz- memurun görevine son verme değildir. Tedbir amaçlı bir inisiyatiftir bu. Buraya kadar her şey olağan seyrinde devam ediyor. Açığa alınanlar içerisinde isimleri duyulduğu zaman isabet olmuş denilenlerin yanında, "Falan da açığa alınmış, bu asla olamaz, çünkü o arkadaşın onlarla asla organik ve inorganik bir bağlantısı yoktur" diye hayret ifadelerini de duyabiliyoruz maalesef.
Yazılı ve görsel medyada açığa alınıp isimleri zikredilenleri tanımadığımız için hakkında bir kanaat belirtme durumumuz yok. Ancak yakinen bildiğimiz bir tanıdığımızın ismi de açığa alınanların içerisinde geçince ister istemez, ne oluyoruz demekten kendimizi alamıyoruz. Konya Büyükşehir’e ait merkez ilçelerinin birinde yöneticilik görevi yapan, paydaşları tarafından Akkiseli Müdür diye bilinen uyanık görünen ama Hz Osman gibi haya sahibi bir yönetici arkadaşımız da açığa alındı. Kıt-kanaat geçinen etrafında doğrucu davut diye bilinen bu arkadaşımız imamlık yaparken: “Benim yaptığım bu görevi herkes yapabilir. Ben bu vazifeyi kaldıramayacağım” diyerek hiçbir hesap yapmadan istifa edip zamanında maddi sıkıntılar çekmiş, Milli Görüş çizgisinin her kademesinde gönüllü görev almış, geçmişi tertemiz olan “Hizmet Hareketi” diye bilinen yapı ile hayatının hiçbir safhasında yolu kesişmemiş bu arkadaş şimdi FETÖ’ye destekten açığa alındı. Suçu: 2011 yılında son hesap ekstrasını da yatırdıktan sonra “Benim bu hesabı kapatın” diyerek kartı gözlerinin önünde kıran bu arkadaşın hesabı kapatılmış, fakat aynı hesapla ilintili -kendisinin bilmediği- açılan hesap kapatılmayarak her ay, toplamı 1.50 TL (Bir lira elli kuruş) olan yeni bir borç ekstrası düzenlemek suretiyle hesap açık tutulmuş. Kendisine hiç borç ekstrası gelmeyen Müdür bu durumu açığa alındıktan sonra öğrenebiliyor. Bu duruma sadece ‘El insaf’ denir. Başka da bir şey söylenmez.
Gözü dönmüş, başka güçlerin oyuncağı olan bu yapı ile elbette mücadele edelim. Efendim bu süreçte böyle yol kazaları olur diyebilirsiniz. Fakat yapıyla hiç alakası olmayan insanlarımız varsa lütfen bu konuda yoğurdu üfleyerek yiyelim. Bir taraftan yaraları saralım ama yeni yaralar açmayalım. Maddi yaralar bir müddet sonra kapanır gider ama gönül yarası asla kapanmaz. Bir defa bu yapı, şu ana kadar bildiğimiz suç örgütlerine hiç benzemiyor. Herkesi ayakta uyutan bir yapıdan bahsediyoruz. İçimizde bizden görünen binlerce kriptoları vardır: suçluyla mücadele için belirlenen kriterlerde ismi olmayan. Biz bunlara ulaşmaya çalışalım. Lütfen açığa almak için belirlediğimiz kriterleri yeniden gözden geçirelim. Hiç hesap hareketliliği olmayan ve bankaca bilerek-bilmeyerek kapatılmamış kart sahipleriyle yapıya destek amaçlı rutin bağışta bulunan kart sahiplerini birbirinden ayıralım. Ben bu yazıyı yazdım bitirdim derken yine belediyede çalışan bir başka Koç -gibi- bir arkadaşımın da aynı gerekçeyle açığa alındığını maalesef yeni bir telefonla haber aldım. Ak Parti kurulma aşamasındayken kimsenin partinin ileri gelenlerini karşılamaya gitmediği bir ortamda bu iki arkadaş Ankara yoluna kadar giderek 'Yenilikçi hareketi' tek başlarına karşılamışlardır. İnşallah yanlış hesap Bağdat’a varmadan döner. Bu şekilde masum olan arkadaşlara geçmiş olsun diyorum.
Bre mübarekler! Suçluları yanlış yerde arıyorsunuz. Lütfen böylelerini aydınlık yerlerde değil karanlık yerlerde arayalım. Gözümüzü açalım… Feraset ve basiretimiz de açık olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.