Niçin Dışa Yansımıyor?
Tanıdığım biri var. Her gördüğümde masasının üzerinde deste deste kitaplar bulunur. Bunlar ne dediğimizde, okuyorum, bunlar okunacak der.
Gelen gidenin de dikkatini çeker bu kitaplar. Hatta bu tanıdığım masasının üzerindeki kitaplarla yetinmez. İnternet üzerinden kitap siparişi de verir.
Masanın üzerindeki kitaplar bir başkasının da dikkatini çeker. Okuyor mu bunları diye sordu bana. Bunu daha önce ben de sordum. Okuduğunu, kitap okumayı sevdiğini söyledi üstelik dedim. İyi de madem bu kadar kitap okuyor. Peki, dışarıya niye bir şey sızmıyor, niye bir şey yok dedi.
Yine bir başka tanıdığım var. Ne zaman görüşsek, kitap okuyorum durmadan. Şimdi de şu kitabı okuyorum der. Bu arkadaş da okuduğu kitapla orantılı değil. Okur gibi mi yapıyor, burasını bilmem. Bildiğim bir şey varsa okunan kitaplar beyninden süzülüp gelmiyor. Yani dibine bile ışık vermiyor.
Öyle ya okunan kitap kişide bilgi, birikim ve donanıma dönüşmesi gerekiyor. Kişinin konuşmasına yansıması gerekir. Satıcılığı olmasa bile gören, iyi bilgisi var ama satıcılığı yok demesi lazım.
Tamam satıcılık ayrı bir sanat. Ama niye bunca okunan kitap kelime hazinesini geliştiriyor? Niçin bir fikre bir görüşe dönüşmüyor? Niçin insanlara yol göstermiyor? Niçin okuduklarından bir hisse çıkarıp üç beş atıfta bulunamıyor? Niçin okunandan akılda bir şey kalmıyor?
Belki de okumadığı halde caka satmak amacıyla okur gibi yapıyor. Bir zamanlar bir gün okuruz diye kitap rafların ciltli kitapların süslediği gibi. Ya okuyor ama okurken beyin ve zihin gezintiye çıkıyor ya da akılda bir şeyler kalsa bile bunu kimseyle paylaşmıyor.
Bu iki örnekten bir başka konuya gelmek istiyorum. Ne zaman Müslümanlardan dert yansan, Müslümanlarda ahlak sorunu var desen, hemen birileri iyi bir dinimiz var. Suç İslam'ın değil şeklinde savunmaya geçiyor.
Elbette İslam mükemmel bir din. Buna diyecek bir şey yok. Burada denecek şey bu mükemmel din niçin bu dine inananların çoğuna sirayet etmiyor? Bu din niçin yaşantıya dönüşmüyor?
Öyle ya bir küpte bal olsa yağ olsa ya kokusuyla ya da küpün dışına sızmasıyla kendini belli eder.
Sahi bu mükemmel ve son din müntesiplerinin kahir ekseriyetine, kokusuyla ve dışa sızmasıyla dahi olsa niçin renk vermiyor? Niçin inançla amel bir uyum içinde olmuyor?
Mesela kötülüklerden barındıran namaz onca kılınan namaza rağmen kişiyi niye arındırmıyor?
Tutulan oruç niçin kişinin nefsini terbiye etmiyor?
Verilen zekât niçin mal hırsından geri bırakmıyor?
O kadar ayet ve hadis bilgisine rağmen niçin adaletsizlik, sahtekarlık vs. yaygın?
Sahi bu mükemmel din niçin hayatımıza yansımıyor?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.