Ramazan Yüce

Ramazan Yüce

Nereli olduğumu yazmayan hüviyeti ne yapayım ben?

Nereli olduğumu yazmayan hüviyeti ne yapayım ben?

Devlet eski nüfus cüzdanlarını değiştirme kararı verdi. Bundan sonra her on yılda bir değişecekmiş. Herkesin kimliği değişeceğine göre devlet kimlik değişimini uzun bir zamana yaydı. Fırsatını bulan vatandaş ileride yığılma olmasın diye şimdiden kimliğini değiştirmeye başladı.

 

Yeni kimlik değiştirmek için nüfus müdürlükleri randevulu çalışıyor, randevu almayan ise aynı gün içerisinde kimliğini değiştirebilmek için biraz beklemek zorunda. Müdürlükler bir adet biyometrik fotoğraf, eski nüfus cüzdanı ve beher değişim için 18,50 TL ücret istiyor.

 

Nüfus müdürlükleri akşam 19.00’a kadar mesai yapıyor. Randevulu çalıştığı için aşırı bir yığılma yok. Sırası gelen görevlinin yanına varınca sağ ve sol el orta parmaklarının izini veriyor, avuç ayasının izi alınıyor, imzalar atılıyor, fotoğraf sistemde taranıyor, ödemeyi yapıp ayrılıyor. Kimlik ise daha sonradan PTT vasıtasıyla ikametgah adresine gönderiliyor. Gördüğüm kadarıyla sistem oturmuş durumda.

 

Yeni kimlikle ilgili iş ve işlemler bittikten sonra kimliklerimizin evimize teslim edilmesini beklemeye koyulduk. Vermiş olduğumuz iletişim telefonuma dağıtım yeri olan PTT'den tamı tamına 12 mesaj geldi. "Kimliğiniz tarafımıza teslim edilmiştir, süresi içinde tarafınıza teslim edilecektir...kimlikleriniz dağıtıcıya verilmiştir. Süresi içinde teslimatı yapılacaktır. Aynı adrese bir tanemizin kimliği geldi önce, diğerleri ise 5-6 gün sonra. Teslimat yapıldıktan sonra "Kimliğinizin teslimatı yapılmıştır" mesajları geldi tekrar. Anlayacağınız aynı telefona aynı evden 3 kimliğe 12 mesaj gelse de, kimlikler aynı adrese iki farklı aşamada teslim edilse de organizasyon mükemmeldi. Hepsi aynı anda teslim edilseydi devlet daha az masraf ederdi. Demek ki nüfus ile PTT bu şekilde anlaşmış olmalı.

 

Zarfın içerisine özenle konarak ağzı yapıştırılmış kimliğimizi görmek için heyecanla zarfı açtım. Kimliğin ebatı malum. Görmüştüm daha önce. Fotoğraftaki beni tanıyamadım. Döndüm bir daha baktım. Bir adam tanınmasın diye hafif değişiklik yapılır ya, işte öyle bir fotoğraftı. Benim verdiğim renkli biyometrik fotoğraf nedense siyah-beyaza dönüştürülmüş, tanıyana aşk olsun. Halbuki özellikle istenen biyometrik fotoğrafta amaç, yüz hatlarını hiç gizlemeden göstermesiydi. Fotoğrafın renklisi tıpatıp kişinin kendisi iken hangi akla hizmet olarak siyah beyaza dönüştürüldü anlamak zor. Bu fotoğrafla merkezi bir sınava girsem görevlilere kendimi ispatlamak için bir fırın ekmek yemem lazım. Kuvvetle muhtemel ya sınava almazlar, ya da tutanak tutarlar.

 

Kimliğin önüne arkasına baktım. Fazla bir detaya yer verilmemiş. Bilgileri azaltmışlar. Hepsine eyvallah da doğum yerime ve memleketime yer vermemişler. Olacak şey değil. Kişinin nereli olduğuna yer verilmez mi? Biz yeni görüştüğümüz birine ilk önce ‘Nerelisin’ diye memleketini sorarız. Elimize birinin kimliği geçerse ilk işimiz memleketi kısmı dikkatimizi çeker. Kişiyle oradan bir tanış olmaya, tanıdığımızı sormaya başlardık. Herkes Türkiyeli bu kimliklere göre. Bence en önemli ayrıntı atlanmış yeni kimliklerde. Memlekete yer vermeyen kimliği ben ne yapayım?

 

Bu yeni kimliğin mucidi kim, eseriyle gurur duyuyor mu, bu kimlikleri kabul eden heyet veya kişiler yaptıklarını beğendiler mi öğrenmek isterim. Hele fotoğrafı tarayan nüfus memuru, fotoğrafı yerleştirmek için kestiği kafanın yarısından “İşte bu benim eserim” diye övünüyor mu? Bunu da öğrenmek isterim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Yüce Arşivi

Mina

26 Aralık 2020 Cumartesi 00:01
SON YAZILAR