Ramazan Yüce

Ramazan Yüce

Kahvehane Esnafı Ne Âlemde?

Kahvehane Esnafı Ne Âlemde?

Kahvehane Esnafı Ne Âlemde?

Bir dostumu ziyaretim esnasında, yanındaki birkaç kişiyle de tanışma imkanım oldu. Kahvehane işleten esnaflarmış. Gazetede yazdığım şeklinde tanıştırılınca sesimizi duyurur musunuz dediler. Nedir derdiniz demeye kalmadan "Oyun oynanmasına izin verilmeyince çok zor durumdayız. Sesimizi duyuramıyoruz. Derdimizi anlatacak bir muhatap bulamıyoruz." dediler kısaca. Abartıyorlar mı diye yüzlerine baktım. Rol yapar bir halleri yoktu. Umutsuz bir vaka idi bakışları.

Bir gün kıraathane çalıştıran esnafı yazı konusu edineceğimi hiç düşünmemiştim. Zira ne çalışma şartlarını bilirim ne de ortamlarını. Kahvehaneye, televizyonun çok yaygın olmadığı geçmişte ya bir maç daha film izlemek ya  arkadaşlarımı görmek ya soğukta ısınmak ya da bulunduğum ortamda çay içecek park-bahçe ve esnaf çay ocağı yoksa çay içmek için gitmişliğim vardır. Biz bir kenarda çayımızı yudumlarken dörderli grupların oluşturulduğu ve etrafında seyircilerin olduğu masalarda oyun oynayan kişileri görürdüm. Oyuna o kadar kendilerini vermiş olurlardı ki bizim girip çıktığımızdan haberleri bile olmazdı. Oyun boyunca çay bir taraftan sigara bir taraftan ardı ardına içilirdi. Tilkiyi kovuğundan çıkaracak kadar duman kaplardı içeriyi. Sigara dumanını ve kirli havayı tahliye için kahvehanenin pervanesi durmadan çalışırdı.

30-40 yıldır bir kahvehaneye girmişliğim ve gitmişliğim olmadığı için kahvehanelerin şimdiki durumu nasıl bilmiyorum. Bildiğim tek şey, kapalı mekanlarda sigara içilmesi yasaklandığı için buraların dumandan arındırıldığıdır. Bir kahvehaneye gitmediğim için de kendimde bir eksiklik hissetmedim. Çünkü ne kahvehane kültürüm var ne de buralarda oynanan oyunları bilirim. Bildiğim tek oyun satrançtır. O da benim gittiğim zamanlarda kahvehanelerde oynanmazdı. Ben kahvehaneye gitmediğim için kahvehane esnafı da bir eksiklik hissetmez. Çünkü kahvehane esnafının çoğu müşterisi, oyun oynayan kişilerden oluşur. Bu esnafa para bırakanlar da oyun oynayan müşterilerdir.

Kahvehanede oynanan oyunları bilmediğim gibi -kahvehane esnafı ve bu oyunları oynayanlar kusura bakmasınlar- ama bu tür oyunların oynanmasını da tasvip etmiyorum. Aynı şekilde kahvehanelerin varlığını da. Çünkü bir ülkede ne kadar kahvehane ve müşterisi varsa o ülkede o kadar işsiz insan var demektir. İstisnaları olmakla beraber çoğunluk, belli ve düzenli bir işi olmayan kişilerden oluşur.

Bu yazımı okuyan kahvehane esnafı, bu adam bize destek mi veriyor yoksa köstek mi olur diye düşünebilir. Haklılar da. Şimdi sadede geleyim. Kahvehanelerde oynanan oyunları tasvip etmesem de kahvehaneler önemli bir işlev görüyor. Çünkü buralarda oyun oynanmazsa oyun oynamak için bazıları, merdiven altı diyebileceğimiz yerlerde büyük paraların döndüğü kumara yönelebilir. Bildiğim kadarıyla kahvehanelerde oynanan oyunlar çayına oynanmaktadır.

Ben çayına bile oynanan oyunu ve kahvehane diye bir sektörün olmasını tasvip etmesem de bu ülkede bir kahvehane gerçekliği vardır. Bu sektörden ekmek yiyen insanımızın sayısı da az değildir. Mart ayından beri birçok sektör gibi pandemiden en fazla etkilenen bir sektör olmuştur kahvehaneler. 1 Hazirana kadar kepenk kapatmışlar. Hazirandan itibaren buralar açık ama oyun oynamak yasak olduğu için ha açık olmuşlar ha kapalı. Çünkü oyun yoksa buralara doğru dürüst müşteri gelmez. Bura esnafı ancak sinek avlar. Durum böyle olunca mart ayından bu yana 8 ay geçmiş, bu sektörün esnafı ne yer ne içer. Hiç düşündük mü? Diyelim ki daha önce biraz birikintileri vardı, onu yediler. 8 ay dile kolay. Hazıra dağ mı dayanır.

Burada ölümcül ve yıkıcı etkileri olan salgını küçümsediğim anlaşılmasın. Salgını önemsiyorum ama salgından en fazla etkilenen esnafı da düşünmek zorundayız. Çünkü bu sektörlerde çalışan ve ekmek yiyen insanımızın sayısı az değil. Nasıl bir yol bulunur ama kahvehane, düğün salonları, kantinciler, yurt işletenler, eğlence yerleri gibi pandemiden fazlaca etkilenen sektörler için yetkililerin bir çözüm üretmesi gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Yüce Arşivi

Mina

26 Aralık 2020 Cumartesi 00:01
SON YAZILAR