Ramazan Yüce

Ramazan Yüce

Çocuklar için en güvenli yer

Çocuklar için en güvenli yer

Çocuklar için en güvenli yer

Biz salgının artmaması ve çocuklarımızı salgından korumak amacıyla okulları ve üniversiteleri açmaya­lım. Mart ayından beri eğitim ve öğretim yuvalarını kapalı tutalım. Şu gün açacağız, bugün açacağız açıklamalarıyla okulların açılmasını sürekli öteleyelim. Tüm umutları­mızı bulunacak aşıya bağlayalım. Bir zamanlar ders çalışmalarının önünde en büyük engel gördüğü­müz cep telefonu, tablet ve bilgi­sayarlardan çocukları uzak tutalım derken şimdilerde, çocukların öğrenimlerini yerine getirmek için uzaktan eğitime can simidi gibi sa­rılalım. Tüm bunlara rağmen salgın aldı başını gidiyor. Yaz döneminde bile hız kesmeyen virüs, benden bu kadar deyip çekip gitmedikçe biz bu olağanüstü hayatı yaşamaya devam edeceğiz görünüyor.

Bu durumda ne yapılmalı/ydı? Bu soruya cevap vermeden önce iki anekdota yer vereceğim. Ardından konuyu bir yere bağlamaya çalışa­cağım.

22 Eylül Salı günü Sille’den yürü­yerek gelirken bisiklet yolunu takip ettim. 12-14 yaş aralıklarında 8 çocuk, önümde önlü-arkalı yürüyorlar. Hızımı kesmeden yola inip önlerine geçtim. Geçerken çocuklara göz gezdir­dim. Ne maske vardı ne de mesafe. Üstelik omuz omuza yürüyorlardı. İçlerinden bir tanesi “Dayı, yürüyüş mü yapıyorsun” diye seslendi. Evet, dedim. “Ben de seninle yürüyece­ğim” dedi. Peşime takıldı. Sonra pes etti. “Amca, bir iki yüz lira versen ya!” dedi. Cevap vermeden geçip gittim. Üzüldüm çocukların durumuna. Bu­gün yarı şaka yarı ciddi istediği para, kendi çocuklarımıza bile verdiğimiz harçlık değildi. Okul günü okulları kapalı olduğu için okullarına gideme­yen bu çocuklar, bu boşlukta ileride bir çete oluşturabilirler, kuytu yer­lerde gözüne kestirdiklerinin önünü kesip parasını almaya kalkabilirler. Bu sekiz çocuk sökül paraları deyip üze­rime çullansalar cebimdeki parayı vermekten başka çarem olmazdı.yeleri çerçevesinde MEB, okulları açmadı. 8.ve 12.sınıf öğrencilerine yönelik olmak üzere okullarda Destekleme ve Yetiştirme kurslarının açılmasına izin verdi. 13 ve 20 Eylül Pazar günü 8.sınıf öğrencilerin kurs gördüğü bir okulu gözlemledim.

Kursa gelen öğrencileri okulun mü­dür yardımcısı dış kapıda karşılıyor. Temas ve maske kontrolü yapıyor. Maskesi olmayan öğrencilere maske veriyor. Elindeki mikrofonla da gerekli uyarıları yapıyor. Dezenfek­tan makinesinden elini temizleyen öğrenci sınıfına geçiyor. Okulun iki katındaki sınıf­lar, günlük altı saat ders görecek şekilde eğitim ve öğretime hazır edilmiş. Sı­nıfına giren öğrenci kendisi için ayrılmış ve üzerine ismi yazılmış sırasına oturuyor. Başka bir sıraya oturamıyor. Öğretmen sınıfa giriyor. Ders esnasında dahi ne öğrenci ne de öğretmen maskesini çıkarıyor. 6 ders saati boyunca maskeli ve kimse kimseyle temas etmeden öğretmen dersini işliyor, öğrenciler de dersi dinliyorlar. Teneffüs ziliyle birlikte müdür yardımcısı, kah bah­çede kah üst kattan bahçeye çıkan öğrencileri gözlemliyor. Birbirine yaklaşan öğrenciyi gördüğü zaman tüm öğrenciler duyacak şekilde “Çocuğum! Mesafeni koru, uzaklaş arkadaşından” uyarısını yapıyor. Ders bitiminde hakeza öğrencileri dış ka­pının önünden evlerine uğurluyor. Şimdi gelelim sadede. Bence okullar tüm sınıflara açılmalıydı. Burada salgın daha da artabilir denebilir. Evet, okullar açılınca salgının daha da artma ihtimali var. Ama bunun yolu bir milyon öğretmeni ve 18 milyon öğrenciyi eve kapatmak ve dijital ortama hapsetmek değil. Ki okulları kapatıp evlere hapsettiğimiz öğrencilerin çoğu ilk anekdotta yer verdiğim gibi evlerinde durmuyor. Zaten durduramazsınız. Çarşı-pazar- da, park-bahçelerde arkadaşlarıyla birlikte yüzlerinde maske olmadan, sosyal mesafeye riayet etmeden toplu halde bir oraya bir buraya do­laşıp duruyorlar. Bu çocuklar birbirle- riyle temas ederek dışarıdan kaptık­ları virüsü büyüklerine taşıyabilirler. Çünkü dışarıda bu çocuklar sahipsiz ve denetimsiz.

İkinci anekdota baktığımız zaman çocuklar için en güvenli yerler okul­lar olduğu görülecektir. En azından girişi, çıkışı ve oturuşu kontrol altında ve bu yüzden diyorum ki okullar her kademede yüz yüze eğitime açılmalı. İnanın, çocuklarımız okullarda dışarı­dan daha güvendeler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Yüce Arşivi

Mina

26 Aralık 2020 Cumartesi 00:01
SON YAZILAR