Nihal Şahsenem Akköse

Nihal Şahsenem Akköse

Yanlış numara

Yanlış numara

‘Öyle bir yerdeyim ki’ diye pek meşhur bir eser vardır bilirsiniz. Hatta sosyal medyada da çoğunuzun yazmışlığı vardır; ‘bu ne çıldırtan denge’ ya da ‘yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe’ diye. O eserin içerisinde geçer o cümleler. Gerçekten bazen düşünüyorum; öyle bir yerdeyim ki…

Birbirini yiyen insanların yaşadığı bir yerdeyim. Dişi anca birbirine yeten insanların bir arada olduğu bir yer. Sorumluların topu hep birbirine attığı, kimsenin yaptığı yanlışı kabul etmediği bir coğrafya. Bu da yetmezmiş gibi, “Sen hainsin, falancaya hizmet ediyorsun” gibi ithamların bini bir para. ‘Nefret tohumları’ sağa sola saçılmış vaziyette maalesef.

Sosyal medyada dolaşırken tam da bu yazdığım konu ile alakalı bir paylaşıma denk geldim hemen paylaşayım sizlerle.

Adamın biri evine telefon etmiş. Telefonu tanımadığı bir kadın açmış. Adam, tanımadığı birinin telefonu açtığını duyunca şaşırmış, “Siz kimsiniz” diye sormuş. Kadın da, “Ben bu evin hizmetçisiyim” deyince adamın şaşkınlığı biraz daha artmış, “İyi de bizim hizmetçimiz yok ki” demiş.
Kadın arayanın kim olduğunu bilmeden, “Evin hanımı beni bugün sabah işe aldı, yeni işe başladım” demiş, adam “Ben o evin beyiyim, hanımı çağırır mısın?” diye sormuş.

Kadın, evin hanımının yatak odasında olduğunu ve yanında bir adam olduğunu, onun da evin beyi olduğunu zannettiğini söyleyince adam sinirlenmiş, “50 bin dolar kazanmak ister misin” demiş. Hizmetçi kadın herkesin öyle bir parayı kabul edeceğini ve kendisinin de kabul ettiğini belirtince adam, “O kadınla yanındaki herifi öldür” demiş. Hizmetçi kadın telefonu kapatmamış, iki el silah sesi duyulmuş sonra da telefona geri gelmiş, “Öldürdüm efendim, cesetleri ne yapmamı istersiniz?” diye sormuş. Adam, “Cesetleri havuza at” deyince kadın duraksamış, “Bu evde havuz yok ki” demiş.

Aldığı yanıt karşısında adam biraz durmuş ve muhabbetin devamı şu şekilde olmuş:

-Orası falan filan numara değil mi?

-Hayır!

-Çok pardon, yanlış numarayı aramışım!

Neyin ne olduğunu bilmeden, önyargıları, partizanlığı bir kenara bıraksak, birbirimizi yemesek sanki her şey daha güzel olacak gibi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nihal Şahsenem Akköse Arşivi