Bunun adı mücadeleyi baltalamak
Geçtiğimiz gün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü idi. Üzerinden günler geçmesine rağmen, günün anlam ve öneminden dolayı bugün bu konuya değinmek istedim…
Artık herkesin malumu olduğu üzere 8 Mart kadın hakları açısından son oldukça önemli bir gün. Bu yıl da her yıl olduğu gibi kadınlar, hakları için sahadaydı. İdeolojik görüş farklılıklarından dolayı insanlar ayrışırken, bu yılki 8 Martta da farklı noktalarda alanlardaydı kadınlar. Alanlara, meydanlara çıkan kadınların istek ve talepleri aynı olmasına rağmen… Nedir bunlar; şiddete, sömürüye, tacize, eşitsizliğe hayır! Ülkemizde yaşamını sürdüren, sürdürmeye çalışan, emekçi veya çalışmayan her kadının talepleri bunlar zaten. Gün tüm kadınların günü… Fakat sesler nedense bölük, pörçük çıkıyor, yeterli ölçüde gür çıkmıyor. Haksız mıyım?
Kadınların şiddete maruz kaldığı bir dönemdeyiz maalesef. Sırf bundan dolayı bile, dayanışma ve direniş oldukça önemli. Yetkililer kadına yönelik şiddet ile ilgili olarak çalışmalar yürüttüklerini, yürüteceklerini ifade ediyorlar. Neler olacak, yaşadığımız müddetçe hep birlikte göreceğiz. Ancak bu zamana kadar yürütülen çalışmalar kadına yönelik şiddete engel olabilmiş değil.
Televizyonlardan, sosyal medyadan, gazetelerden, radyolardan okuduğumuz, izlediğimiz, dinlediğimiz kadarıyla; Türkiye’nin bazı illerinde kadınlar pankartlarla, bayraklarla sokaklara döküldü.
Konya’da kamu ve özel sektörde düzenlenen farklı etkinlikler ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlandı. Düzenlenen etkinlik sayısı benim için dikkat çekici bir nokta idi. Burada ilginç gelen bir hadiseyi sizinle paylaşayım; Ankara’dan bir dostum şehrin en işlek caddelerinden birinde bazı kadınların ‘nafaka’ taleplerini haykırdıklarını söyledi. Nafaka haktır, değildir bunu tartışmıyorum. Ancak teşbihte hata olmaz. Bir tarafta mücadele eden, hak arayan kadınlar varken, diğer tarafta kendi ayakları üzerinde durmaya aciz insanların olması gerçekten insanın içinde burukluk oluşturan bir durum. Yanlış mıyım? ‘Mücadelenin’ olduğu bir günde, ‘direnişin’ olduğu bir ortamda adeta dilenmişler. Böyle bir şey olabilir mi? Bu mücadeleyi, direnişi baltalamaz mı? Bu soruların sorulması, cevaplanması lazım.
Bu vesile ile tüm kadınların geçmiş Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Kadınların düşman bir kutup haline getirilmediği, sorunlarının çözüme kavuşturulduğu, mutlu ve mesut günler geçirdikleri bir dünya diliyorum. Kalın sağlıcakla.