Suçlu trafik canavarı mı yoksa biz mi?
Geçtiğimiz akşam Ticaret Borsası önündeki alt geçitte meydana gelen korkunç kaza hepimizi çok üzdü. Yedi kişinin can verdiği korkunç kazadan çıkaracağımız çok ders var. Hemen her fırsatta trafik canavarı yollarda diyoruz ama asıl canavarın biz olduğunu unutuyoruz maalesef.
Trafik canavarı diye hayali bir canavar yaratıp bütün suçu bunun üzerine atıyoruz. Oysa hız yapan, trafiğe uymayan, direksiyon hakimiyeti kaybeden ve kazaya neden olan bizleriz. Trafik ikazlarına ve kurallarına uymamak konusunda ne gerekiyorsa onu yapıyoruz.
Araçların modern olması ve hepsinde hız göstergesinde kilometresinin en düşük 200 olması sonucu bizlerde bu hıza ayak uydurmaya çalışıyoruz. Bunun sonucu da ülkemizde her yıl binlerce insan trafik kazaları ile hayatını kaybediyor.
Trafik canavarının üzerine attığımız kazalarda dikkatsizlik, kural tanımamazlık ve kişinin kendine aşırı güvenmesinden kaynaklandığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Birde bizde olan çok saçma biz söz var ki, neymiş efendim kurallar çiğnenmek içinmiş. Kuralları çiğnerken hem kendimizin ve hem de başkaların hayatını tehlikeye atıyoruz haberimiz yok.
Artık şunu unutma malıyız kazaları araçlar değil, insanlar yapar. Hırslarına yenik düşüp, hayatlarını kaybetme pahasına yarış yapan insanları anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu. Keşke arabalarıyla yarış yapmak yerine akıllarıyla yarışsalar. Onlar, içlerindeki trafik canavarı ile kendilerine yeni masumlar arayıp dururlar. Onlar, yol verip bir dakika kaybetmektense, kendi hayatlarını ve başka hayatları kaybetmek pahasına boş verirler.
Hoşgörünün bittiği, iletişimin azaldığı, saygının dibe vurdu trafik ortamında maalesef türlü felaketler de kaçınılmaz oluyor. İnsanlara şoförlük eğitiminden önce sabır ve saygı eğitimi verilmeli ki bu cahil kafayı değiştirsinler. Trafik ışık ve işaretleri yollara süs olarak konulmadı.
Bir de özellikle son yıllarda kaza yapılan yerlere gelen kişilerin sosyal medyada canlı yayın yapma arzuları inanın insanı çileden çıkarıyor. Birileri canı ile uğraşırken, birileri yaralıları tedavi etmek isterken, birileri de sosyal medyada daha çok “like” almak arzusu ile canlı yayın derdine düşmektedir.
Bu sosyal medya bağımlıları kazayı canlı yayınlamak isterken sağlık ekipleri ve trafik polislerinde çalışmalarına engel olmaktadır. Çocuklarını da yanlarına alıp film seyreder gibi kazayı seyredenler, çocuklarına verdikleri büyük travmadan acaba haberdarlar mı? O çocuklar yaralı ve ceset görüntülerini ömürleri boyunca unutamaz.
Trafik polislerinin çocuklu ailelere ne kadar müdahale ederse etsin anne ve babalar bildiklerini okuyor. Sadece “like” uğruna çocuklarının psikolojilerini tok sayıyor. Artık trafikte yalnız olmadığımızı, diğer sürücülere de saygılı olmamız gerektiğini unutmamalıyız.Hem kendi canımız ve hem de başkaların canı için trafik ışık ve işaretlerine uymalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.